Cevap:
I have to wear a tie at work.
(İşte kravat takmak zorundayım)
People have to have an identity card.
(İnsanlar bir kimlik belgesine sahip olmak zorunda)
We have to stay at the hotel tonight.
(Bu gece otelde kalmak zorundayız)
Özne he, she, it olduğu zaman has to kullanılır.
Mrs Jelly has to work seven days.
(Bayan Jelly yedi gün çalışmak zorunda)
Selin is a teacher. She has to make lesson plans.
(Selin bir öğretmendir. Ders planı yapmak zorunda)