Cevap :
Atasözü:
Rüzgar eken Fırtına biçer.
Açıklaması:
Etrafında bulunanlara her zaman kötülük yapan kimseler sonunda mutlaka büyük kötülüklerle karşılaşırlar.
İYLİK EDEN İYLİK KÖTÜLÜK EDEN KÖTÜLÜK BULUR
İyilik eden iyilik, kötülük eden de kötülük bulur İyilik edene, mâl ile, hizmet ile karşılığı yapılır Bunu yapamayan, teşekkür ve duâ eder Yapılan iyiliklere, karşılık yapmayanın başına kakılır, kötülenir, incitilir Çünkü, iyiliğe karşı, iyilik yapmak, insanlık vazîfesidir Errahman sûresinin 60 âyet-i kerimesinde meâlen;(İyiliğin karşılığı, ancak iyilik olur) buyurulduEnbiyâ sûresinin 47 âyet-i kerîmesinde meâlen buyuruldu ki
Kıyâmet günü adâlet ölçüsünü ortaya koyarız Kimseye bir zulüm yapılmaz Hardal dânesi kadar iyilik eden karşılığına kavuşur)Zilzâl suresinin 7 âyet-i kerîmesinde de meâlen Zerre miktarı iyilik yapan onun karşılığını bulur) buyurulmaktadırİnsan, başıboş olarak yaratılmamıştır Her yaptığının hesabını verecektir Bunun için yaptığımız her işi, her davranışı iyi hesap etmemiz, iyi araştırmamız gerekir Yaptığımız davranışın başkasına bir zararı var mı, kul hakkı geçiyor mu, geçmiyor mu iyi düşünmek lâzımdır İşin aslını iyi bilmeden alelacele karar vermek insanı yanıltabilirKişi, ana-babasına nasıl muamele ederse, çocukları da ona öyle muamele ederler “Eden bulur”, “Ne ekersen onu biçersin” gibi güzel atasözlerimiz vardır Birisi bir yerde babasını dövüyordu Etraftan yetişenler;- Bu ne hâl, utanmıyor musun, insan hiç babasını döver mi, diye oğluna bağırdılar Babayı oğlunun elinden kurtarmak istediler Fakat dövülen şahıs, onlara dönüp o perişân hâliyle dedi ki:- Bırakın! Ben de burada babamı döverdim Şimdi de aynı yerde evlâdım beni dövüyor Onun suçu yok Ben kendi yaptığımın cezâsını çekiyorumRüzgâr eken fırtına biçer“Kimsenin yaptığı yanına kâr kalmaz”, “Rüzgâr eken fırtına biçer”, “Zulüm payidar olmaz” gibi yapılan iyiliklerin, kötülüklerin dünyada veya âhirette mutlaka bir karşılığının olacağını bildiren birçok atasözümüz vardır Bunları unutmamak gerekirLokman Hakîm hazretleri oğluna hitaben buyurdu ki:“Ey oğlum! Merhamet eden merhamet bulur Sükût eden selâmete erer, hayır söyleyen kâr eder, kötü konuşan günahkâr olur, diline hâkim olmayan pişmân olur”Abdülehad Serhendî hazretleri, nasîhat isteyen talebesine hitâben:“Allahü teâlâ hâzır ve nâzırdır Her işini görmekte, her yaptığını bilmektedir O hâlde bilerek, anlayarak söyle Bilerek anlayarak dinle Bilerek anlayarak iş yap Bilerek dur, bilerek yürü Kısaca bugün öyle ol ki, yarın mahcûb olmayasın Birkaç gece rahatsız ol da, sonsuz râhata kavuş” buyurmuşturMuhammed Murad Efendi buyurdu ki:“Kişi, kendine her ne muamele yapılırsa, başkasına da o muameleyi yapmalıdır Bu nasihati kabul eden kimse, dünya ve ahirette selamet bulur”Abbasi halifelerinden Harun Reşid’in bahçesinde bir gül fidanı vardı Bu gül fidanının gülünü merak ediyordu Bahçıvanına, fidanın bakımını iyi yapmasını, gül açtığında da, gülünü kimseye koparttırmadan kendisine getirmesini emretmiştiHalîfenin emrini yerine getirmek için, gece gündüz fidanın üzerine titreyen bahçıvan; bir gün, henüz yeni açılmış olan gülün dalına konan bir bülbülün, gagalayarak yapraklarını uçurup, darmadağın ettiğini korku ile görür ve durumu sıkılarak halifeye arzeder Halîfe durumu anlayınca:-Üzülme bahçıvan efendi, bülbülün de yaptığı yanına kalmaz derFerahlayan bahçıvan, tekrar ağaçların arasındaki işine döner Bir gün bakar ki, otların arasında dolaşan bir yılan, o bülbülü ağzına almış, dikenlerin arasına doğru kayıp gidiyor Durumu halîfeye arzedince halife:-Üzülme, yılanın da ettiği yanına kalmaz derBir müddet sonra bahçıvan, yine otlar arasında dolaşırken, işi azıtan azgın yılan, bahçıvanın ayağına dolanır ve onu sokmaya çalışır Bahçıvan, elindeki kürekle kendini kurtarır ve yılanı öldürür ve durumu da halifeye arzeder Halife Harun Reşid:-Üzülme efendi, senin yaptığın da yanına kalmaz derHarun Reşid’in huzurundaAradan zaman geçer ve bahçıvan, bir suç işler Halîfe de, cezâlandırılması için hâkimin huzuruna sevkettirir Ancak, bahçıvan, hâkimin bütün suâllerini cevapsız bırakır ve:- Ben ancak halîfeye karşı konuşurum Başka kimse, benden cevap alamaz derNihayet Harun Reşid’in huzuruna getirilen bahçıvan, şöyle konuşur:- Efendim, siz, “Bülbülün yaptığı yanına kalmaz” dediniz; onu yılan yuttu “Yılanın da yaptığı yanına kalmaz” dediniz; onu da ben öldürdüm Benim de yaptığımın yanıma kalmayacağını söylediniz; işte o da oldu Zat-ı Şahâneniz, benim kusurumu bahçıvanın kusurunu affederek onu bağışlarEvet, atalarımız, “Çalma elin kapısını, çalarlar kapını” demişlerdir “Eden bulur” sözü de bu mânâyı işâret eder Büyüklüğün affedip, bağışlayınız! Siz bana etmeyiniz ki, size de bir eden bulunmasınBahçıvanın bu sözleri, Halîfe Harun Reşid’in çok hoşuna gider Kendi şahsına karşı suç işleyen şanı, sana yapana aynısını yapmak olmayıp, onu affetmektir Geçmişteki olaylardan ibret almaktır Zaten Kur’ân-ı kerimde mealen;(Herkes yaptığını bulur) buyurulmaktadır.