Cevap :
Cevap:
Karim, belirmeğe başlıyan pencerenin önünde oturuyordu: Bütün geceyi orada geçirmişti.
Sen hâlâ yatmayacak misin, dedim. Doğruldu. Kül rengi pencerenin önünde sadece bir gölgeden ibaretti. Fakat bu gölgede, beraber geçirdiğimiz yirmi küsur yılın her gününden bir şey vardı.
- Ezan okunuyor, diye mindandı. Sesi bana hüzün verdi. Odamız bu dünyadan, duyguların erişemeyeceği kadar ötede gibiydi
Hareketlerinde ve yürüyüşünde, kabul edilmiş bir mağlûbiyetin hazin sükûneti vardı. Mutfağa geçti; onu sanki rüyada görüyordum: Mangala ve semavere kömür koydu; abdest aldı, sonra seccadesini sofaya sererek namaza durdu.
Pencere iyiden iyi aydınlanmıştı.
Renksiz, sessiz ve serin kuşluk vakti: Yatağın ilıklığı, belirsiz duygular, düşünceden kaçış... dalmışım.
Açıklama:
aynısı ni yazdım neye cevap vereceğimi bilemedim ❤️