Cevap :

ANTOLOJİ:

Şiir (nazım) ya da düzyazı (nesir) parçalarından seçilerek oluşturulan kitap; eş. Seçki, Güldeste, Müntehabat, Derimlik.

Antolojiler genellikle aynı türden eserlerin biraraya getirilmesiyle oluşturulur; şiir antolojisi, öykü antolojisi gibi. Fakat belli bir dönemde ortaya konmuş değişik türlerdeki eserlerden seçmeler yapılabileceği gibi tek bir yazardan, belli bir ulusun edebiyatından ya da dünya edebiyatından seçilmiş parçalarla da antolojiler oluşturulabilir.

Antoloji yapmanın amacı, her çeşit okuyucuya seslenebilecek seçkin örnekleri bir araya getirmektir. Bu eserlerin seçiminde seçmeyi yapanın beğenisi ön plandadır. Ama geniş bir zaman dilimini kapsayan antolojilerde, çağında sevilmiş, daha sonraki dönemlerde ise beğenisini sürdürmüş ve edebiyatla uğraşanların değerlendirmesinden geçmiş parçalara yer verilir.

Genellikle aynı tür eserlerin bir araya getirilmesi ile oluşturulan antoloji belli dönemlerde ortaya konulmuş değişik türlerdeki seçme eserlerden de oluşabilmektedir. Belli bir ulusun edebiyatından ya da dünya edebiyatından seçilmiş parçalarla da antoloji oluşturulabilmektedir.

Türk Edebiyatında Antoloji

Antolojinin bilinen ilk örneğine Yunan literatüründe rastlanır. Gadaralı Meleagos (İÖ. I. yüzyılın başı); Arkilokos, Simonides, Safo ve Platon gibi isimlerle beraber 37 yeni ozana yer verdiği ve her birini kişiliklerine uygun bir çiçek adıyla simgeleştirdiği bir antoloji hazırlamıştır. Eser, seçilen ozanların tek tek tanıtıldığı bir şiirle başlar. Seçilen şiirler, ilk dizelerinin başındaki harfe göre alfabetik olarak sıralanmıştır. Şiirleri, konularına göre ayıran ilk antoloji ise VI. yüzyılda Agathias tarafından hazırlanır.

Antoloji türünün Türk edebiyatındaki ilk örneği ise Ömer b. Mezid’in 840/1437’de hazırladığı Mecmuatü’n – Nezair adlı eseridir. Nazirelerin bir araya getirildiği bu çalışmada, 84 şairin XIII.-XV. yüzyıllara ait 397 şiiri yer alır. Altı bahre ayrılan şiirler ayrıca, uyak düzenine göre bir sıra içerisinde tertip edilmiştir. Her bahrin başında derleyicinin, o bahrin ölçüsünün kolayca bellekte kalması için yazdığı bir ya da birkaç beyitlik bir manzume bulunur. Divanlardan seçme metinlerin yer aldığı mecmuaları; nazire ve münşeat mecmualarını hatta halk edebiyatına ait ürünlerin bir araya getirildiği cönkleri antoloji türünün kadîm örnekleri arasında saymak mümkündür.

Antolojinin edebî tür olarak gelişimi XIX. yüzyılın ikinci yarısına rastlar. Edebiyatımızın Batılılaşmaya yöneldiği bu dönemde, antolojilerin işlevselliği fark edilmiş ve onun edebî bir tür olarak hüviyet kazanmasına yönelik çabalar artmıştır. Bunda türün temsiliyete imkân sağlayıcı yapısal özellikleri ve genel yargılara varabilme yolunda

okuyucuya sağladığı kolaylıkların etkili olduğunu söylemek mümkündür. Nitekim Cumhuriyet’e kadar gelen süreçte birçok antoloji hazırlanmış ve bunlar aslî fonksiyonlarının yanında okuma ve yazmanın yaygınlaşmasına da yardımcı olmuşlardır.

Antoloji türünün ilk örneği 1865 tarihinde verilir. 1865-1868 yılları arasında birbirini müteakip 5 cilt olarak neşredilen Letaif-i İnşa adlı bu eserin ilk cildi Refik, diğerleri sadece Tevfik imzasıyla yayımlanmıştır. Eski ve yeni nesir parçalarının bir araya getirildiği bu eser, topluma güzel konuşma ve yazma alışkanlığı kazandırmayı hedeflemiştir.”