Etrafımızdaki nesneleri görebilmemizin tek yolu, ışıktır. Işık bir nesneye çarpıp, yansıdığında görünür olurlar. Bilim insanları, ışığı dalga ya da parçacıklar bileşimi olarak tanımlıyorlar.
Işığın bir aynadan yansımasını, duvara çarpan bir topun sekmesine benzeten Antik Yunanlılar, aynı zamanda da ışığın doğrusal olarak yayıldığını gözlemlediler. Yani Antik Yunanda, ışık, tekil parçacıkların akışı olarak düşünülüyordu. Tekil parçacıklar hiçbir şekilde görülemese de, bu parçacık teorisi birçok insan tarafından kabul edilmiştir.
Öte yandan, 1600'lerin sonlarında, Christiaan Huygens tarafından ışığın dalga teorisi geliştirildi. Huygens'in teorisi, 1807 yılında, ışığın bir levha üzerindeki çok küçük bir açıklıktan geçişi ve levhanın diğer tarafındaki ekrana serpilmesini gözlemleyen Thomas Young tarafından daha da ileri taşındı. Young, aynı zamanda bir ışın demetinin bir başka ışın demeti ile girişim oluşturduğunu da fark etti. Eğer ışık, parçacıklar halinde yayılıyor olsa, Young'ın deneyleri aynı sonuçları veremezdi.
kolay gelsin...
en iyi seçersen sevinirim:))