Cevap :

YARDIMSEVER GEYİK

ORMANIN BIRINDE BI GEYIK YAŞARMIŞ VE EN UFAK YARDIMI BILE FERI CEVIRMEZ VE HEMEN

YARDIMA KOYULURMUS GEYIGIN BIR YAVRUSU OLMUS GEYIGIN YAVRUSU BIRGUN ORMANA GITMIS VE I GUNDE ORMANA AVCILAR GELMIS ANNE HEMEN YAVRUSUNU ARAMA TEEPEYE CIKMIS BIRDE NE GÖRSÜN ? YAVRUSUNUN PESINE DÜŞMÜŞLER ANNE HEMN YAVRUSUN YANINA GITMEK ISTEMIS AMA KOSARKEN AYAGINI BURKMUS VE ORAYA YIĞILMIŞ ANNE OTURUP AHLAMA BAŞLAMIS ARADAN ZAMAN GECMIS AMA ANNE HALA AGLIYORMUS BİRDE NE

GÖRSÜN YAVRUSU GELIYOR ANNE DIYE BAGIRMIS YAVRU VE ANNESINE YARDIM ETMIS AMA NASIL KURTULDUN DEMIS YAVRU ANNE ORMANDAKI HAYVANLAR BENI KURTARDI GEYIK ONLARA TESEKKUR ETMIS VE YARDIM ETMENIN FAYDALJARINI GORMUS

............

iyilik eden iyilik bulur

#PAPATYA#

Cevap:

Açıklama:

∫°Selam°∫

Bir zamanlar, bir dere kenarında uzun mu uzun, bir o kadar da huysuz mu huysuz bir kavak ağacı yaşarmış. Etrafındaki en yüksek ağaç olduğundan, kendisi ile övünür dururmuş. Çok da mızmızmış. Ne zaman rüzgar esecek olsa, homurdanmaya, rüzgara sitem etmeye başlarmış.

Bir gün dayanamış ve içindekileri sayıvermiş rüzgara.

-Yahu rüzgar kardeş, nesin sen? İkide bir esip beni neden rahatsız ediyorsun. Bir işe yarayacak olsan tamam; ama hiçbir şeye de yaramıyorsun. Esip esip beni ve dallarımı rahatsız ediyorsun, demiş.

Rüzgar, bu sözlere çok alınmış. Oralardan uzaklaşıp başka diyarlara gitmiş. Uzun bir süre uğramamış oralara. Günler geçmiş, sonbaharda kavak ağacının da yaprakları bir bir dökülmüş. Kış mevsimi de rüzgarsız geçmiş. Tüm bu süre boyunca, kavak ağacı halinden çok memnunmuş.

Ama gel gör ki ilkbahar geldiğinde hiçbir ağaç çiçek ve yaprak açamamış. Kavak ağacı da tabii. Civarın en yaşlı ağaçları toplanıp durumu görüşmüşler, çiçek ve yaprak açamamalarının sebebini anlamışlar.

Rüzgarın, ağaçların aşılanmasında, yaprak ve çiçek açmasında büyük bir öneme sahip olduğunu anlamışlar. Durumu kavak ağacına da anlatmışlar. Ancak kavak ağacı dizini ne kadar dövse de rüzgarı geri getirememiş. Böylece diğer ağaçlar gibi kavak ağacı da zamanla kuruyup gitmiş.

Evrende hiçbir şey boşuna yaratılmamıştır. Her şeyin bir görevi ve anlamı vardır. Evreni yaratan büyük yaratıcı, hiçbir şeyi boşuna yaratmamıştır.

Güvercinin biri yüksek bir hurma ağacına yuva yapmıştı. Orada yumurtluyor, yavrularını orada besliyordu. Güvercinin böyle yüksek bir ağaçta yavru beslemesi çok zor oluyordu.

Hayvancağız yavrular yavrulamaz bir tilki geliyor, güvercini korkutuyordu:

-Ya yavrularını aşağı at ya da ağaca tırmanıp hepsini yok edeceğim, diyordu.

Güvercin korkudan tir tir titriyor, yavrularını aşağı atıyordu. Tilki de afiyetle onları yiyordu.

Güvercin yine yumurtlamış, korku içinde yuvasında büzülüp kalmıştı. O sırada bir leylek gelerek güvercine selam verdi, hatırını sordu. Üzüntülü olduğunu görünce, bunun sebebini sordu. Güvercin olanları aynen anlattı. Bunun üzerine leylek:

-Bak sana bir akıl öğreteyim. Tilki yine gelirse dersin ki, ben artık sana yavrularımı atmayacağım. Çıkabilirsen çık al. Beni ele geçiremezsin. Ben uçar kurtulurum, ancak yavrularımı alabilirsin.

Bu sözleri söyledikten sonra leylek uçup gitti. Bir su kıyısına kondu. Tilki yeniden hurma ağacının altına geldi. Bağırıp çağırdı. Güvercinden yavrularını istemeye kalkıştı. Güvercin leyleğin kendisine söylediği sözleri tilkiye söyledi…

Tilki:

-İyi ama dedi, bu aklı sana kim öğretti?

Güvercin:

-Kim olacak, leylek.

-Ben ona şimdi kim olduğumu göstereyim de anlasın, dedi.

Irmak kıyısına koştu. Leyleği görünce ona yaklaştı.

-Leylek, dedi. Söyle bakayım, rüzgâr sağdan eserse ne yaparsın, soldan eserse ne yaparsın, başını hangi yöne çevirirsin?

Leylek:

-Sağdan eserse başımı sola, soldan eserse sağa çeviririm.

Tilki:

-Ya dört yönden rüzgâr eserse?

Leylek:

-O zaman başımı kanatlarımın arasına alırım.

-Tilki:

-Bu işi nasıl yaparsın? İnanmam doğrusu. Böylesini hiç görmedim. Siz kuşlar öteki hayvanlardan daha akıllısınız herhalde…

Leylek, tilkinin bu konuşmasından çok memnun kalmıştı.

-Bak yapayım da, bir kere de sen gör.

Leylek başını kanatlarının arasına aldı. Tilki hemen leyleğin üzerine atıldı. Leyleği boğdu.

Tilki:

-Ey kendinin düşmanı, dedi. Güvercine akıl veriyorsun da, kendin neden akıllı olmuyorsun? Bak düşmanın seni avladı..

İyi derslerr..