Dünyadan elini eteğini çekmiş bir kimse için Anadolu'nun bu ücra köşesinden daha uygun neresi bulunabilir? Ben, bu- rada diri diri, bir mezara gömülmüş gibiyim. Hiçbir intihar bu kadar şuurlu, bu kadar iradeli, bu kadar sürekli ve çetin olmamıştır. Daha otuz beşimize basmadan her şeyin bittiğini, işin ta- mam olduğunu; aşkın, arzunun, ümit ve ihtirasın artık bir daha uyanmamak üzere sönüp gittiğini kendi kendimize iti- raf etmek; kendi kendimize, bütün mutluluk ve başarı ka- pılarının kapandığını söylemek ve gelip, burada bir ağaç gi- bi yavaş yavaş kurumağa mahkûm olmak. Böyle mi olacak- ti? Böyle mi sanmıştım? Lâkin, işte böyle oldu ve böyle ol- ması lazımdı. Mehmet Ali bana, "Gel beyim, seni bizim köye götüreyim; buralarda, yalnız başına sersebil olursun," dediği vakit, bir Anadolu köyünün ne olduğunu bilmiyor değildim. Mehmet Ali, “Gel beyim, seni bizim köye götüreyim," de- diği vakit, bu köyü, kafamın içinde olduğu gibi görmüştüm. Hattâ Mehmet Ali'nin evini, hattâ bu odayı, hattâ bu delik- 17​

Cevap :

Cevap:

Soruyu göremedim ama kitap Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun Yaban romanı.

Roman Kurtuluş Savaşı döneminde, Eskişehir'in sınırları içinde Porsuk Çayı'na yakın bir köyde yaşayan ahaliyle buraya sonradan gelmiş İstanbullu bir "yaban"ı anlatır. Roman anı/günlük biçiminde kaleme alınmıştır. Olaylar Kurtuluş Savaşı yıllarında geçmektedir. 'Yaban" edebiyatımızın tezli romanlarından biridir.

Yaban (roman) Yaban, Türk edebiyatında aydın-halk arasındaki uçurumu açık ve kaygıdan uzak şekilde ele alan nadir romanlardan biridir. Yaban, Yakup Kadri'nin zincir romanları içinde bir yerde düşünülebilir ama farklılığı bu zincir içinde ilk defa Anadolu'dan bir bakışın romana hakim olmasıdır.