Cevap :

Cevap:

◍SÖZLERİ◍

Gezdir oğlan gezdir kır atı gezdir

Kır atın alnına maşallah yazdır

Götür nalbanta da nalını düzdür

Kır atım kır atım benli kır atım

Canım kır atım malım devletim

Kır atın üstü de bir ulu yayla

Nideyim arkadaş kaderim böyle

Varınca pedere doğruyu söyle

Kır atım kır atım benli kır atım

Canım kır atım malım devletim

Sırtımı verdim de şeker yüküne

Kır atım da yokki binsem yekine

Hiç aman vermezdim Çerkez piçine

Kır atım kır atım benli kır atım

Vursam eyerini de artsa şöhretim

İleri durulur da geri durulmaz

Altı patlar ile düşman vurulmaz

Bu can verilir de kır at verilmez

Kır atım kır atım benli kır atım

Malım devletim canım servetim

Davranı da emmim oğlu davranı

Kurt belinden gelir yükün kervanı

Deli gönlüm dinlemiyor fermanı

Kır atım kır atım benli kır atım

Binerim üstüne artar şöhretim

Kurt belinden aşar bizim yolumuz

Beypazarı meskenimiz elimiz

Gurbet elde kaldı garip ölümüz

Kır atım kır atım benli kır atım

Canım servetim malım devletim

HİKAYESİ

Kırşehir, merkeze bağlı Yağmurlu Kale Köy'den Küçükali Oğullarından Osman Ağa'nın oğlu İbrahim Savran; yürekli, cesur, yiğit bir delikanlıdır. 1860'lı yıllarda kervanların güzergahı olan İpek Yolu, Ankara'nın Beypazarı ilçesinden geçer. Dolayısıyla burası önemli bir konaklama yeridir. İbrahim Savran bu yol üzerinde kervancılık yapmaktadır. İbrahim Savran'ın korkusundan yük alamayan bazı kervancılar, bölgede yaşayan ve İbrahim'in kır atı için yanıp tutuşan bir grup Çerkezle işbirliği ederler.

Kırşehir, merkeze bağlı Yağmurlu Kale Köy'den Küçükali Oğullarından Osman Ağa'nın oğlu İbrahim Savran; yürekli, cesur, yiğit bir delikanlıdır. 1860'lı yıllarda kervanların güzergahı olan İpek Yolu, Ankara'nın Beypazarı ilçesinden geçer. Dolayısıyla burası önemli bir konaklama yeridir. İbrahim Savran bu yol üzerinde kervancılık yapmaktadır. İbrahim Savran'ın korkusundan yük alamayan bazı kervancılar, bölgede yaşayan ve İbrahim'in kır atı için yanıp tutuşan bir grup Çerkezle işbirliği ederler.1852'de Anadolu'yu dolaşan Alman seyyah Andreas David Mordtmann hatıratında özetle şöyle yazar. "Bugünlerde Ankara'da çok sayıda Çerkez bulunuyor. Yörede çok kötü ve kanlı olaylar yaratıyorlar. Halkın malını ve eşyasını çalıyorlar."

Kırşehir, merkeze bağlı Yağmurlu Kale Köy'den Küçükali Oğullarından Osman Ağa'nın oğlu İbrahim Savran; yürekli, cesur, yiğit bir delikanlıdır. 1860'lı yıllarda kervanların güzergahı olan İpek Yolu, Ankara'nın Beypazarı ilçesinden geçer. Dolayısıyla burası önemli bir konaklama yeridir. İbrahim Savran bu yol üzerinde kervancılık yapmaktadır. İbrahim Savran'ın korkusundan yük alamayan bazı kervancılar, bölgede yaşayan ve İbrahim'in kır atı için yanıp tutuşan bir grup Çerkezle işbirliği ederler.1852'de Anadolu'yu dolaşan Alman seyyah Andreas David Mordtmann hatıratında özetle şöyle yazar. "Bugünlerde Ankara'da çok sayıda Çerkez bulunuyor. Yörede çok kötü ve kanlı olaylar yaratıyorlar. Halkın malını ve eşyasını çalıyorlar."İbrahim Savran, amca oğlu Bilal ile Beypazarı'nda konakladıkları bir sırada kendilerini takip eden yöredeki Çerkezlerden kuşkulanır. Çerkezler, o günün en yeni silâhlarıyla birdenbire İbrahim ve Bilal Savran'a ateş etmeye başlar. Devenin yüklerini siper alan İbrahim Savran'ın elindeki "Altı Patlar" bir tabancadır. Bununla ateşe karşılık verir. Amcasının oğlu Bilal, İbrahim'e, "Onlar seni tahrik edip siperden çıkartmaya çalışıyorlar, sakın onların tahriklerine kapılma." diye ikaz eder. Fakat bir müddet sonra hiddetine yenilip topluluğun üzerine yürüyen korkusuz İbrahim Savran'ı Çerkezler vurup öldürür, göz koydukları küheylan kır atını da alıp kaçarlar. Acı haber köye tez ulaşır. Genç İbrahim Savran için günlerce ağıt yakılır. Dilden dile dolaşan aşağıdaki bu ağıdın bazı dörtlüğünü Ürgüplü Refik Başaran, Kırşehirli Muharrem Ertaş sazla çalıp söylerler ve plaklara okurlar.

Açıklama:

KOLAY GELSİN EN İYİ SEÇERSEN SEVİNİRİM (◕ᴗ◕✿)