Cevap :
***Osmanlı döneminde padişahların tahta çıkışları, her yıl düzenlenen törenlerle kutlanırdı. Sadece İstanbul’da sarayda değil, imparatorluğun her köşesinde yıldönümü şölenleri düzenlenirdi.
Here sancak beyi, her vali, en coşkulu kutlamanın kendi kentinde yapılması için çırpınırdı. Öyle ya saraya yakın görevlerde olmanın veya azilden kurtulmanın yolu padişahın gözüne girmek ve orada kalmaktı.
Oysa İzmir Valisi Kamil Paşa, bu yönden şanssızdı.
Sadram Said Paşa’nın azlinden sonra üstlendiği sadrazamlık görevinden o da azledilmiş, üstelik ikinci kez yakaladığı şansı yine Said Paşa’ya kaptırmış, İzmir’e vali atanmıştı.
Ama öyle kirli mendil gibi kenara atılıverecek adam değildi. Bütün imparatorluk sınırları içinde ağırlığı olan bir isimdi.
Nitekim padişah II. Abdülhamit de bunun farkındaydı, Kamil Paşa’nın oğlu Sait Paşa’yı sadaret mevkiine getirmişti.
İzmir’e vali olan Kamil Paşa, hem yeniden padişahın gözüne girmek hem de oğlunun hatırına padişahın tahta çıkışının 25. yıl dönümü için görkemli bir kutlamanın yanında kalıcı bir şeyler de yapılmalıydı.
Vali Kamil Paşa, İzmir’in akil adamları ve Devlet-i Ali’nin İzmir’deki amirleriyle toplantı üstüne toplantılar düzenledi. Değişik fikirler ortaya atıldı. Kimi padişah adına büyükçe bir cami, kimi kervansaray, kimi de hamam inşa edilmesini önerdi. Hiçbiri cazip gelmedi. O zaman İzmir’de Müslüman nüfusuna yakın ecnebi nüfus da vardı. Bir Fransız ailesinin çocuğu olarak İzmir’de doğup büyüyen mimar Mösyö Pere de son toplantılardan birisindeydi.
Sonuçta Kzılarağası Hanı’na giden yolun girişindeki Sarı Kışla’nın önüne, mermer kaide üzerine 33 arşın yüksekliğinde bir kule yapılması, yere yakın kısmına çeşmeler yapılması, zirvesindeki dört yanına da Alman II. Wilhelm’in hediyesi olan kocaman saatler konulması kararı alındı. İnşaatı da Mösyö Pere yapacaktı. Mösyö Pere, aralarında devlet binaları da olmak üzere İzmir’deki pek çok yapıda imzası vardı. Alman Konsolosluk binası da onun eseriydi.
Bin dokuz yüz yılının 1 Eylül’ünde saray bütçesinden sağlanan kaynakla görkemli bir şekilde saat kulesinin temeli atıldı.
Artık Vali Kamil Paşa başta olmak üzere bütün İzmirliler saat kulesi inşaatı ile yatıyor, saat kulesi inşaatı ile kalkıyordu. Saat kulesi ile ilgili her haber mevkutelerin manşetlerinde yer alıyordu. Yaza girilirken ödenek bitince İzmirliler inşaata maddi destek de sağladı, ağustos sonunda tamamlanan kulenin açılış tarihi olarak 1 Eylül 1901 belirlendi.
Kule çevresinde yer alan Devlet-i Ali’ye ait bütün yapılar, ağaçlar, Sarı Kışla’nın girişi ve sahil boyunca birbirlerine dayanarak uzayan konakların pencereleri, balkonları balonlarla, bayraklarla, fenerlerle süslendi. Bütün İzmir Konak’a aktı. Çocuklar şekerler, şerbetler ile sevindirildi. Kadınlara, erkeklere ikramlarda bulunuldu. Hamidiye Sanayi Mektebi Bandosu Hükümet Konağı’nın avlusunda marşlar çaldı, mehteran gösterileri izlendi.
Kulenin gümüşten bire bir maketi de padişaha sunuldu. Bugün topkapı sarayında korunan maket, padişahın tahta çıkışının ’25. gümüş yıl’ olarak kabul edilmesi nedeniyle gümüşten imal edilmişti.
***Saatin kurulduğu yıldan bu yana sadece bir kez durduğu söylenir. 1974 senesinde İzmir'de meydana gelen deprem sonucunda saatin durduğu söylenmektedir. Bu yüzden tarihi saatin depremin oluş saatinde durduğu bilinir. Depremin ardından iki yıl geçtikten sonra kule onarılmıştır.
Cevap:
Kıbrıs'ı kamil ,bahriye said,eşref
Açıklama:
Bu isimler tarafından yaptırılmıştır eğer bunu soruyorsan