BİZİM ÇAKIL
Görseniz, siz de çok seversiniz. Simsiyah
tüyleri, kıvrık uzun kuyruğu, ışıl ışıl gözleriyle
ilk görüşte sevdirir kendini. Bakışlarıyla konuşur
âdeta. Masum, bir o kadar da neşeli…
Bir evi yoktur. Ancak mahalledeki tüm evler
onun evidir. O da bütün ailelerin bir üyesi.
Dörtyolun köşesindeki pembe boyalı yüksek
duvarın tepesinde oturmaya bayılır. Mahallenin
bekçisi edasıyla etrafı gözetler. Bir kedi gibi duvara tırmanabilen dünyanın en
çevik köpeğidir bizim Çakıl.
Sabahları penceremin perdesini açarken bir gözüm Çakıl’ı arar. O da bilir
gibi başını döndürüp bakar. Merhabalaşırız.
Yılbaşı gecesinin sabahı ise perdeyi açtığımda Çakıl yoktu. Yerinde kocaman
bir boşluk vardı. Ne yapacağımı bilemedim.
En son, gece havai fişekler atılırken gördüm onu. Bir o yana bir bu yana
dörtnala koşuyordu. O da eğleniyor sandım. Sonra hangi yöne kaçacağını
şaşırdığını fark ettim. Korkuyordu hem de çok.
Balkondan "Korkma Çakıl, sakin ol!" diye bağırdım. Duymadı, duyması
da imkânsızdı. Sabah kalktığımızda ise yoktu. Birkaç saat sonra komşularla
birbirimize sormaya başladık.
"Çakıl yok ortalarda. Gören oldu mu?"
Yok! Çakıl da yok, onu gören de.
Ne düşüneceğimizi, ne yapacağımızı bilemedik.
"Bizim Çakıl bırakmaz bizi." dedi annem.
"Eyvah, hayvancağızın başına bir şey gelmiş olmasın?" dedi karşı binadaki
Bakkal Amca.
"Gece seslerden ürkmüştü. Korkup kaçmış olabilir!" dedi bizim üst kattaki
Zehra Teyze.
"Yoksa hızla koşarken önüne bir araba falan mı çıktı?" dedi bizim sütçü.
"Yok canım o gitmez bir yere, çıkar gelir birazdan!" dedi Pamuk ninem. "Sahi mi,
gelir mi?" diye sordum nineme. Çakıl için endişeleniyordum. Aklımda türlü türlü
ihtimaller canlanıyordu. Bir yandan da kötü bir şey olmasın diye dualar ediyordum. Bizim Çakıl
4. OKUMA
6
Pamuk ninem ellerimden tutup gülümseyerek: "Haklısın. Ben de
endişelendim. Ama gel seninle umudumuzu kaybetmeyelim. İyi düşünelim iyi
olsun. Ne dersin?" dedi. "Peki nineciğim, öyle olsun!" diye cevap verdim.
Çakıl’ı bulmak için âdeta seferberlik başlattık. Herkes pencerelerden,
balkonlardan seslendi. Mahalleyi karış karış aradık.
İlk gün ses çıkmadı. İkinci gün de… Üçüncü gün moralim bir hayli bozulmaya
başladı. Bizim mahalle Çakılsız, burnunda havuç olmayan kardan adam gibi
pudra şekeri dökülmemiş elmalı turta gibiydi. Eksik ve tatsız…
Pamuk ninem ise hiç kaybetmedi umudunu. Zaten o hep böyledir. "Hep
İyimser Kalan Nine" koyacağım yakında adını. Sağlığı için uzun süredir evden
pek çıkamıyor. İnanır mısınız? Hep iyimserdi. Benim ninem öyle şeker ki "Gün
doğmadan neler doğar!" der daima.
Beşinci günün akşamıydı. Akşamları güneş batar ama "bizim mahalle için gün
doğdu" âdeta. İşten dönen Resul Amca, belki Çakıl’ı bulurum diye yolunu uzatıp
aşağı mahalleyi dolaşmıştı. Ne iyi etmişti. Çakıl, keyifli keyifli dolaşıyormuş.
Yanında kocaman bir kangal köpeği varmış. Belli ki çok iyi arkadaş olmuşlar.
Haber çabuk yayıldı. Hepimiz rahat bir nefes aldık.
Ertesi sabah Çakıl her zamanki köşesinde yerini almıştı. İşin güzel yanı,
artık mahallemizin bir esas köpeği daha oldu. Çakıl’ın en iyi arkadaşı. Adını ne
koysak dersiniz
Çocuk, Pamuk ninesi için "Hep iyimser kalan nine koyacağım
adını." diyor. Çocuğa bunu düşündüren, ninesinin hangi sözleri veya
davranışlarıdır? Metinden bu sözlere veya davranışlara bir örnek
yazınız(Metne göre)
2. kere soruyorum artık cevap verin.
) =