Cevap :
Merhaba ben Batmanda yaşıyorum Hasankeyf-i tanıtayım size
1-ZEYNEL BEY TÜRBESİ
Türbe, 1462-1482 yılları arasında Hasankeyf’e hâkim olan Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan’ın, Otlukbeli Savaşı’nda yaralanıp burada ölen oğlu Zeynel Bey için yaptırılmıştır. Anadolu dışı mimari ve süslemesi ile ünik özellikteki yapı, plân, tuğla malzeme ve bezeme yönünden Azerbaycan'ın 1322 tarihli Berde Kümbeti ile benzer karakterdedir. Kuruluşu ve bezemesiyle Azerbaycan ve Türkistan yöresi anıt mezarlarının etkisi görülen Zeynel Bey Türbesi, dıştan silindirik görünüşüne karşılık, içten sekizgen plandadır. Gövde yüzeyinde firuze ve lacivert renkli sırlı tuğla kaplamalarla mozaik çinilerden oluşan bitkisel ve geometrik dekorasyonun yanı sıra, “Allah, Muhammed, Ali, Ahmed” kelimelerinden müteşekkil kufi hatlı Arapça yazıya da yer verilmiştir. Yukarıdan aşağıya doğru izlenen ma’kili yazılar, koyu lacivert ve firuze renkli sırlı tuğlaların dikey istifiyle oluşturulmuştur
2- ARTUKLU HAMAMI
2005-2008 kazı dönemlerinde ortaya çıkarılan hamam, Artuklu devrine ait olup, XIII.yüzyıl başlarında klasik planda tasarlanmıştır.
Osmanlı döneminde, Dicle'nin taşması sonucu yıkılan hamamın yerine yapılan soyunmalık bölümünü, batıya doğru ılıklık ve sıcaklık bölümlerinin toprak altındaki kalıntıları takip etmektedir. Halvet hücreleri, Osmanlı Döneminde daha üst kotta yeniden şekillendirilmiştir. Günümüzde soğukluk kısmı ayakta olup, hamamın diğer birimleri büyük oranda yıkılmıştır
3-HASANKEYF KÖPRÜSÜ
Köprünün kesin yapılış tarihi bilinmemektedir. Köprüdeki taşçı işaretleri ve ayaklardaki kabartma figürlerden, Artuklular'a ait olduğu kabul edilmektedir. Ancak, Roma Dönemine ait köprünün temelleri üzerine Artuklular tarafından yapılmış olabileceği de düşünülmektedir.
Ortaçağ köprülerinin en büyüğü olan, köprünün orta kemer açıklığı 40.32 m.dir. Günümüze iki kemer ve ayaklarıyla ulaşabilen köprü ayaklarının dış kaplamaları bazalt, kemer yayları ve tempon duvarları kalker kesme taş ve tuğla örgülüdür. Kaplama taşlar birbirine kurşunla kenetlenmiştir.
4-İMAM ABDULLAH ZAVİYESİ
Küçük bir tepelik üzerinde yer alan İmam Abdullah Zaviyesi, Hz. Muhammed'in soyundan geldiğine inanılan ve yöre halkı tarafından büyük saygı gösterilen İmam Abdullah'a ait zaviye ve türbenin etrafında zamanla gelişen bir külliye konumundadır.
Asıl zaviyenin XII. Yüzyılda Artuklular zamanında yapıldığı, bu yapıların Eyyûbi Sultanı Takıyyeddin Abdullah (1249-1294) zamanında yeniden inşa edildiği anlaşılmaktadır. Türbe girişindeki onarım kitabesinde 1478 yılında, Akkoyunlular tarafından tamir edildiği kaydedilmiştir.
5-HASANKEYF YENİ KÖPRÜ
Hasankeyf kalkerli arazi üzerine kurulmuş bir yerleşkedir. Bu nedenle doğa ve insan eliyle oluşturulmuş farklı yüzey şekilleri görebilirsiniz. Bu farklılığı yeni köprüden karşıya geçerek manzarayı seyrettiğinizde anlayabilirsiniz. Kalkerli bir yapı, derin vadiler, çukurlar, heybetli kanyonlar, girintili çıkıntılı kayalıklar…
6-ER- RIZK CAMİİ
Cami, Eyyûbi Hükümdarı Sultan Süleyman tarafından 1409 yılında yaptırılmıştır. Güneydeki ibadet mekânı heyelan yüzünden nehre uçmuştur. Günümüze harimin kuzey duvarı ile avlu giriş cephesi, Taç kapı ve minaresi ile ulaşmıştır.
Bugün caminin özgün yapısından sağlam olarak avlunun kuzey cephesindeki minare ve taç kapı ile harimin kuzey cephesi ayaktadır. Caminin kuzeydoğu köşesine bitişik yüksek kare prizma kaide üzerindeki minare, küçük mozaikler halinde kesilmiş renkli taşlar ve kakma tekniği ile düzenlenmiş ince geometrik örgülerle kaplanmıştır. Şerefesine iki merdivenle ulaşılan minare gövdesindeki geometrik bezemeler ve kufi hatlı Arapça yazılar, hayranlık verecek kadar güzeldir.
7- YUKARI ŞEHİR (İÇ KALE)
Ortalama 135 m. yükseklikteki yekpare kaya kütlesi üzerine kurulmuştur. Dört taraftan çok dik yamaçlarla çevrelenen doğal bir korumaya sahip kaya kütlesine, kapılarla kontrol altına alınan iki farklı yoldan çıkılmaktadır. Bu çıkışlardan doğudakinde dört anıtsal kapı; batıdakinde ise Dicle Nehri’ne bağlanan tek kapı açıklığı yer alır.
Doğal yapısına uygun surları ve görkemli kapılarıyla “Yukarı Şehir” olarak adlandırılan İç Kale’de, insan eliyle şekillendirilmiş çok sayıda mağara konutlar ile Urartu (?), Roma, Artuklu, Eyyubi ve Osmanlı Dönemlerine ait yapılar bulunmaktadır.
Kalenin kuzey, kuzeybatı, batı, doğu ve orta kesimi yoğun bir yerleşmeye sahne olmuştur. Arazinin eğimine göre kademeli bir yükseltide yer alan yaklaşık iki bin kadar evin bulunduğu kale; dar sokakları, kuyuları ve sarnıçları ile tam bir Ortaçağ yerleşmesi görünümündedir. Kuzeydoğu ucunda Büyük Saray ve halkın oturduğu evler, batı kesiminde sivil konutlar, güneyindeki hafif eğimli arazide mezarlık alan, türbe ve Ulu Camii, doğusunda çok sayıda sivil yapılarla cami, mescit, medrese gibi dini ve sosyal karakterli yapılar yer alır.
İç Kale, 1970 yıllarında halkın şimdiki yerleşim yerine inmesiyle terk edilmiştir.
8- SULTAN SÜLEYMAN KÜLLİYESİ
Minare kaidesindeki kitabeye göre külliye birimleri Eyyûbi Sultanı Süleyman tarafından 1407 yılında yaptırılmıştır. Cami, medrese, imaret ve türbelerden oluşan külliyenin doğu ucundaki türbede 1432 yılında ölen Sultan Süleyman yatmaktadır.
Sultan Süleyman Camisi’nin en önemli bölümü günümüze kadar gelebilmiş olan minaresidir. Avlu giriş kapısının güneyinde bulunan dikdörtgen kaideli minarenin her cephesine, ma’kılî hatlı Arapça yazı panoları yerleştirilmiştir. Kaidenin üzerinde yükselen silindirik gövde, dört kuşakla bölümlere ayrılmıştır.
Külliyenin birimlerinden olan camide ise orta mekanı mukarnaslı bir kubbe ile örtülmüştür. Kubbe içerisi alçı bezemelerle süslenen caminin mihrabı, Mardin-Artuklu eserlerini andıracak şekilde çift renkli taş geçmelerle hareketlendirilmiştir.
Düzgün kesme taştan özenle örülen ve süslenen minare, bitişiğindeki taçkapı ve bunun güneyindeki çeşme ile birlikte anıtsal bir cephe konumundadır. Çeşme üzerindeki inşa kitabesinde Sultan Süleyman tarafından 1416 tarihinde yaptırıldığı yazılıdır
9-KOÇ CAMİİ
Mimari ve bezeme özellikleri itibariyle XII.yüzyıl, Büyük Selçuklu eseri olduğu muhtemeldir. Oldukça büyük bir alanı kaplayan anıtsal avlulu caminin ibadet yeri, doğu-batı doğrultusunda şekillenen dikdörtgen plandan oluşmaktadır.
Cami, harim mekânının ana ekseni ortasında yer alan büyük eyvan, kuzeydeki avluya açılmaktadır. Çeşitli dönemlerde onarımlar geçiren bu eyvan duvarlarında taş malzeme kullanılmıştır. Eyvanın iki yanına yerleştirilen ikişer odanın, yapı ile aynı dönemde tasarlandığı sanılmaktadır
10-EYYUBİ KIZLAR CAMİİ
Aşağı Şehirde Koç Camisinin doğusunda yer alan Kızlar Camisinin ne zaman ve kimin tarafından yapıldığı, kitabesi günümüze gelemediğinden bilinmemektedir. Bununla beraber bu yapının Eyyubiler dönemine ait olduğu sanılmaktadır
1-ZEYNEL BEY TÜRBESİ
Türbe, 1462-1482 yılları arasında Hasankeyf’e hâkim olan Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan’ın, Otlukbeli Savaşı’nda yaralanıp burada ölen oğlu Zeynel Bey için yaptırılmıştır. Anadolu dışı mimari ve süslemesi ile ünik özellikteki yapı, plân, tuğla malzeme ve bezeme yönünden Azerbaycan'ın 1322 tarihli Berde Kümbeti ile benzer karakterdedir. Kuruluşu ve bezemesiyle Azerbaycan ve Türkistan yöresi anıt mezarlarının etkisi görülen Zeynel Bey Türbesi, dıştan silindirik görünüşüne karşılık, içten sekizgen plandadır. Gövde yüzeyinde firuze ve lacivert renkli sırlı tuğla kaplamalarla mozaik çinilerden oluşan bitkisel ve geometrik dekorasyonun yanı sıra, “Allah, Muhammed, Ali, Ahmed” kelimelerinden müteşekkil kufi hatlı Arapça yazıya da yer verilmiştir. Yukarıdan aşağıya doğru izlenen ma’kili yazılar, koyu lacivert ve firuze renkli sırlı tuğlaların dikey istifiyle oluşturulmuştur
2- ARTUKLU HAMAMI
2005-2008 kazı dönemlerinde ortaya çıkarılan hamam, Artuklu devrine ait olup, XIII.yüzyıl başlarında klasik planda tasarlanmıştır.
Osmanlı döneminde, Dicle'nin taşması sonucu yıkılan hamamın yerine yapılan soyunmalık bölümünü, batıya doğru ılıklık ve sıcaklık bölümlerinin toprak altındaki kalıntıları takip etmektedir. Halvet hücreleri, Osmanlı Döneminde daha üst kotta yeniden şekillendirilmiştir. Günümüzde soğukluk kısmı ayakta olup, hamamın diğer birimleri büyük oranda yıkılmıştır
3-HASANKEYF KÖPRÜSÜ
Köprünün kesin yapılış tarihi bilinmemektedir. Köprüdeki taşçı işaretleri ve ayaklardaki kabartma figürlerden, Artuklular'a ait olduğu kabul edilmektedir. Ancak, Roma Dönemine ait köprünün temelleri üzerine Artuklular tarafından yapılmış olabileceği de düşünülmektedir.
Ortaçağ köprülerinin en büyüğü olan, köprünün orta kemer açıklığı 40.32 m.dir. Günümüze iki kemer ve ayaklarıyla ulaşabilen köprü ayaklarının dış kaplamaları bazalt, kemer yayları ve tempon duvarları kalker kesme taş ve tuğla örgülüdür. Kaplama taşlar birbirine kurşunla kenetlenmiştir.
4-İMAM ABDULLAH ZAVİYESİ
Küçük bir tepelik üzerinde yer alan İmam Abdullah Zaviyesi, Hz. Muhammed'in soyundan geldiğine inanılan ve yöre halkı tarafından büyük saygı gösterilen İmam Abdullah'a ait zaviye ve türbenin etrafında zamanla gelişen bir külliye konumundadır.
Asıl zaviyenin XII. Yüzyılda Artuklular zamanında yapıldığı, bu yapıların Eyyûbi Sultanı Takıyyeddin Abdullah (1249-1294) zamanında yeniden inşa edildiği anlaşılmaktadır. Türbe girişindeki onarım kitabesinde 1478 yılında, Akkoyunlular tarafından tamir edildiği kaydedilmiştir.
5-HASANKEYF YENİ KÖPRÜ
Hasankeyf kalkerli arazi üzerine kurulmuş bir yerleşkedir. Bu nedenle doğa ve insan eliyle oluşturulmuş farklı yüzey şekilleri görebilirsiniz. Bu farklılığı yeni köprüden karşıya geçerek manzarayı seyrettiğinizde anlayabilirsiniz. Kalkerli bir yapı, derin vadiler, çukurlar, heybetli kanyonlar, girintili çıkıntılı kayalıklar…
6-ER- RIZK CAMİİ
Cami, Eyyûbi Hükümdarı Sultan Süleyman tarafından 1409 yılında yaptırılmıştır. Güneydeki ibadet mekânı heyelan yüzünden nehre uçmuştur. Günümüze harimin kuzey duvarı ile avlu giriş cephesi, Taç kapı ve minaresi ile ulaşmıştır.
Bugün caminin özgün yapısından sağlam olarak avlunun kuzey cephesindeki minare ve taç kapı ile harimin kuzey cephesi ayaktadır. Caminin kuzeydoğu köşesine bitişik yüksek kare prizma kaide üzerindeki minare, küçük mozaikler halinde kesilmiş renkli taşlar ve kakma tekniği ile düzenlenmiş ince geometrik örgülerle kaplanmıştır. Şerefesine iki merdivenle ulaşılan minare gövdesindeki geometrik bezemeler ve kufi hatlı Arapça yazılar, hayranlık verecek kadar güzeldir.
7- YUKARI ŞEHİR (İÇ KALE)
Ortalama 135 m. yükseklikteki yekpare kaya kütlesi üzerine kurulmuştur. Dört taraftan çok dik yamaçlarla çevrelenen doğal bir korumaya sahip kaya kütlesine, kapılarla kontrol altına alınan iki farklı yoldan çıkılmaktadır. Bu çıkışlardan doğudakinde dört anıtsal kapı; batıdakinde ise Dicle Nehri’ne bağlanan tek kapı açıklığı yer alır.
Doğal yapısına uygun surları ve görkemli kapılarıyla “Yukarı Şehir” olarak adlandırılan İç Kale’de, insan eliyle şekillendirilmiş çok sayıda mağara konutlar ile Urartu (?), Roma, Artuklu, Eyyubi ve Osmanlı Dönemlerine ait yapılar bulunmaktadır.
Kalenin kuzey, kuzeybatı, batı, doğu ve orta kesimi yoğun bir yerleşmeye sahne olmuştur. Arazinin eğimine göre kademeli bir yükseltide yer alan yaklaşık iki bin kadar evin bulunduğu kale; dar sokakları, kuyuları ve sarnıçları ile tam bir Ortaçağ yerleşmesi görünümündedir. Kuzeydoğu ucunda Büyük Saray ve halkın oturduğu evler, batı kesiminde sivil konutlar, güneyindeki hafif eğimli arazide mezarlık alan, türbe ve Ulu Camii, doğusunda çok sayıda sivil yapılarla cami, mescit, medrese gibi dini ve sosyal karakterli yapılar yer alır.
İç Kale, 1970 yıllarında halkın şimdiki yerleşim yerine inmesiyle terk edilmiştir.
8- SULTAN SÜLEYMAN KÜLLİYESİ
Minare kaidesindeki kitabeye göre külliye birimleri Eyyûbi Sultanı Süleyman tarafından 1407 yılında yaptırılmıştır. Cami, medrese, imaret ve türbelerden oluşan külliyenin doğu ucundaki türbede 1432 yılında ölen Sultan Süleyman yatmaktadır.
Sultan Süleyman Camisi’nin en önemli bölümü günümüze kadar gelebilmiş olan minaresidir. Avlu giriş kapısının güneyinde bulunan dikdörtgen kaideli minarenin her cephesine, ma’kılî hatlı Arapça yazı panoları yerleştirilmiştir. Kaidenin üzerinde yükselen silindirik gövde, dört kuşakla bölümlere ayrılmıştır.
Külliyenin birimlerinden olan camide ise orta mekanı mukarnaslı bir kubbe ile örtülmüştür. Kubbe içerisi alçı bezemelerle süslenen caminin mihrabı, Mardin-Artuklu eserlerini andıracak şekilde çift renkli taş geçmelerle hareketlendirilmiştir.
Düzgün kesme taştan özenle örülen ve süslenen minare, bitişiğindeki taçkapı ve bunun güneyindeki çeşme ile birlikte anıtsal bir cephe konumundadır. Çeşme üzerindeki inşa kitabesinde Sultan Süleyman tarafından 1416 tarihinde yaptırıldığı yazılıdır
9-KOÇ CAMİİ
Mimari ve bezeme özellikleri itibariyle XII.yüzyıl, Büyük Selçuklu eseri olduğu muhtemeldir. Oldukça büyük bir alanı kaplayan anıtsal avlulu caminin ibadet yeri, doğu-batı doğrultusunda şekillenen dikdörtgen plandan oluşmaktadır.
Cami, harim mekânının ana ekseni ortasında yer alan büyük eyvan, kuzeydeki avluya açılmaktadır. Çeşitli dönemlerde onarımlar geçiren bu eyvan duvarlarında taş malzeme kullanılmıştır. Eyvanın iki yanına yerleştirilen ikişer odanın, yapı ile aynı dönemde tasarlandığı sanılmaktadır
10-EYYUBİ KIZLAR CAMİİ
Aşağı Şehirde Koç Camisinin doğusunda yer alan Kızlar Camisinin ne zaman ve kimin tarafından yapıldığı, kitabesi günümüze gelemediğinden bilinmemektedir. Bununla beraber bu yapının Eyyubiler dönemine ait olduğu sanılmaktadır