Cevap :

Nur0w

Cevap: Doğal Gaz

Programa göre ülkemizde doğal gazdan elektrik

üretim oranı 2001-2019 döneminde yüzde 30 ile

yüzde 50 arasında seyretmiştir. Elektrik üretimindeki

doğal gazın payı 2020 yılında yüzde 23,1 olarak

gerçekleşmiş olup 2021 yıl sonunda bu oranın

yüzde 30,6 olarak gerçekleşmesi beklenmektedir.

2020 yılında tüketilen doğal gazın yüzde 28’i

elektrik üretiminde, yüzde 26’sı sanayide ve yüzde

46’sı bina ve diğer alanlarda ısınma amaçlı olarak

kullanılmıştır. Doğal gazdan elektrik üretimine dayalı

kurulu güç ise yıl sonunda 25 bin 733 MW’a olup

2022 yılı sonunda 25 bin 108 MW’a gerileyeceği

hesaplanmıştır. Bu kapsamda, termik santral kurulu

gücünde herhangi bir artış planlanmamaktadır.

Sakarya Sahasındaki keşfedilen 540 milyar m3’lük

doğal gaz ve denizlerimizde bulunması muhtemel

yeni rezervlerin üretime geçmesiyle, geliştirilen

doğal gaz altyapısı mevcut uzun dönemli doğal gaz

alım anlaşmalarının yeniden müzakere edilmesi

sürecinde, başta fiyat olmak üzere önemli avantajlar

sağlayacağı öngörülmektedir.

Kömür

Türkiye’de 2020 yılı yerli kömürün kurulu gücü

11 bin 336 MW seviyesinde iken bu yıl sonunda

ve 2022’de de aynı kalması beklenmektedir. İthal

kömür kapasitesinin de 2021-2022 döneminde 10

bin 307 MW olarak sabit kalması öngörülmektedir.

Milli enerji ve maden politikası kapsamında,

yerli kömürün kullanımının artırılmasına yönelik

çalışmalar devam etmektedir. Bu kapsamda, büyük

linyit rezervlerinin elektrik üretiminde kullanılmasına

yönelik madencilik açısından Kaynak Raporu ile

Rezerv Raporu hazırlanmasına yönelik çalışmalar

sürdürülmektedir.Hidroelektrik

Ülkemiz su kaynakları açısından oldukça zengin olup

2021 yılı sonunda 53.053 GWh ile en yıllık ortalama

elektrik üretim payı en yüksek yenilenebilir enerji

kaynağı olarak hidrolik santraller yer almaktadır.

Tamamlandığında, Türkiye'nin birinci, dünyanın

üçüncü en yüksek barajı olacak olan Yusufeli

Barajı ve HES projesiyle birlikte 2022 yılı sonunda

HES kurulu gücünün 32 bin 228 MW’a yükselmesi

hedeflenmektedir. Ayrıca, kamu tarafından

işletilen mevcut barajlardan Keban, Karakaya ve

Hirfanlı HES'lerinde, verimlilik ve emre amadeliğin

artırılması amacıyla rehabilitasyon yatırımları devam

etmektedir.

Rüzgâr

Günümüzde Türkiye’de yenilenebilir enerji alanında

rüzgâr enerjisine dayalı elektrik üretiminin payı

yüksek mertebelerde seyretmektedir. Kurulu güç

kapasitesi 2020 yılı sonunda 8 bin 832 MW iken bu

süreçte ortalama elektrik üretimi 24 bin 828 GWh

olarak gerçekleşmiştir. 2021 yılında rüzgâr enerjisi

kurulu gücünün 10 bin 100 MW ile üretiminin 29

bin 137 GWh olması beklenmektedir. 2022 yılında

10 bin 900 kurulu güç kapasitesine ulaşılması

öngörülmektedir.

Güneş

Ülkemiz, güneş enerjisinde Avrupa’daki en verimli

bölgelerden biri konumundadır. Güneş enerjisinde

ise kurulu gücün 2021 yılı sonu itibarıyla 7 bin 750

MW’a ve ortalama üretim gücü 13 bin 211 GWh

olacağı hesaplanmıştır. 2022’de sonunda ise 8 bin

750 MW’a ulaşması planlanmaktadır.

Diğer

Temeli 2018 yılında atılan ve ülkemizin ilk nükleer

santrali olacak olan Akkuyu Nükleer Santralinin

tamamlanmasına yönelik çalışmalar devam

etmektedir. Tamamlandığında Türkiye'nin elektrik

ihtiyacının yaklaşık yüzde 10'unu karşılaması

beklenen santral 4 üniteden oluşacaktır. İlk

ünitesinin 2023 yılında devreye alınacak olan

santralin, her ünitesi 1.200 MW kurulu güçte ve

toplam 4.800 MW kurulu güçte olacaktır. Akkuyu

dışında iki nükleer güç santralinin daha kurulmasına

yönelik saha seçimi, yer lisansı, teknoloji sahibi

şirket veya ülkelerle iş birliği gibi konularda

çalışmalar sürdürülmektedir.

Jeotermal, biyokütle ve atık ısı kurulu gücünün 2021

yılı sonunda 3 bin 435 MW’a, gelecek yıl sonunda ise

3 bin 536 MW’a yükseleceği öngörülmektedir.

Türkiye’nin 2020 yılında 306,1 milyar kWh olan

elektrik tüketiminin bu yıl sonu itibarıyla 322,5

milyar kWh’e, 2022 sonunda ise 334,2 milyar kWh’e

yükseleceği tahmin edilmektedir.

Elektrik tüketiminin karşılanmasında bu yıl

yenilenebilir enerji kaynaklarının payının yüzde 35

seviyesinde olması bekleniyor. Kuraklık nedeniyle

hidroelektrik santrallerinde üretimin düşük olması

bu oranda belirleyici rol oynuyor. Söz konusu oranın

2022’de ise yüzde 40’a yükseleceği belirtiliyor.

Açıklama: HOCAMIZIN BİZE ÖNERDİĞİ PDF DEN ALDIM