Cevap :
Cevap:
Merhaba
Açıklama:
İlk olarak film hakkında;
Film özetle 1959 yılında başarıya odaklı, aşırı disiplinli ve muhafazakar Welton Academy lisesinde okuyan bir grup gencin, cesur ve şiir aşığı öğretmenleri John Keating sayesinde Carpe Diem felsefesiyle tanışmalarını, onlara dayatılan disiplinden ve kurallardan biraz sıyrılarak şiir ve sanat aracılığıyla özgürlüğü tatmalarını ve içlerindeki özgürlük aşkı ve dış dünyadaki baskı arasında sıkışıp kalmaları nedeniyle ortaya çıkan dramatik olayları anlatmaktadır.
Senaryo çıktığı dönemde o kadar beğenilir ki En İyi Özgün Senaryo Akademi Ödülü'nü alır.
Dediğim gibi filmin bir de roman uyarlaması var. N. H. Kleinbaum tarafından filmin senaryosundan uyarlanan roman, 1989 yılında Hyperion yayınevi tarafından Amerika'da yayınlanır. Yazar, senaryonun eski bir versiyonundan uyarlama yaptığı için filmle bazı noktalarda farklar var.
Kitapta ise biraz detaycılık söz konusu:
- Kitapta Welton Academy'nin yeni yıl açılış töreninde, okulun yaşayan en yaşlı mezunu konuşuyor. Filmde bu yok. Adamın bir kenarda öylece oturduğunu görüyoruz sadece.
- Knox'un Chris'i ilk kez gördüğü akşam yemeği detaylı olarak anlatılmamış filmde. Örneğin Chet'in kız kardeşi Ginny karakteri filmde hiç yok.
- Kitapta John Keating şiirin tanımlandığı 21. sayfayı açtırıyor ve öğrencilerden bu sayfayı yırtmalarını istiyor. Filmde ise sadece 21. sayfa değil, tüm giriş bölümü yırtılıyor. Cameron'ın cetvel kullanarak yırtma sahnesi filmin en komik anlarından biri.
- Kitapta Todd anne babasının ona aldığı geçen senekiyle aynı okul setini beğenmiyor, ama bir şey de yapmıyor. Filmde okulun çatısından aşağı fırlatarak ondan kurtuluyor. Film versiyonu daha çok hoşuma gitti.
- Kitapta Keating hiçbir zaman Neil'in babasıyla karşı karşıya gelmiyor. Filmde ise tiyatro çıkışında Neil'i kutlayan Keating ile Neil'in babası arasında gerginlik oluyor.
Umarım okumamışsınızdır, çünkü gerçekten minik farklar.
Ben film-kitap-film sıralamasıyla gittim. Filmi kaç zaman önce, lisedeyken izlemiştim. Carpe Diem fikrinden, Welton Academy öğrencileri gibi ben de çok etkilenmiştim. Kurgusu o dönemde içimi çok acıtmıştı. Filmin sonunda gerçekleşen şey nedeniyle boğazımda kocaman bir yumru oluştuğunu ve kalabalığın içinde ağlamamak için kendimi sıktığımı hatırlıyorum.
Birkaç gün önce tekrar izlediğimde kurgusu bana çetrefilsiz ve basit geldi açıkçası. Demek ki insanı hayatının belli bir döneminde etkileyen filmlerden biri bu.
Kitap son derece kısa, neredeyse senaryonun aynısı. Karakterlere derinlik katılmamış, bazı detaylar daha farklı. Bunların kasten yapıldığını zannetmiyorum. Dediğim gibi senaryonun eski bir versiyonundan uyarlama yapıldığı için bazı kısımlar farklı kalmış olmalı.
Aslında ben bu filmin neden romanlaştırıldığını da çok anlayabilmiş değilim. Film haliyle son derece güzel bir eser. Konusu sade, dram miktarı yerinde, oyuncular güzel, senaryo özgün. Romanı olmasa da olurmuş, bana çok bir şey kattığını söyleyemeyeceğim. Edebi anlatımı kullanarak birtakım değişiklikler yapsa, örneğin ana fikirden sapmadan başka olaylar eklese, karakterlerin derinine girse çok da güzel bir kitap olurmuş. Ama böyle çabalara girmemiş yazar. Senaryoyu düz yazıya dökmüş desem yanlış olmaz. Bu haliyle bana çok yavan geldi, oturup senaryoyu okuyun daha iyi.
Dramın miktarı yerinde demişken, söylemeden geçemeyeceğim. Senarist Tom Schulman'ın yazdığı orijinal senaryoda, Mr. Keating filmin sonunda ölüyor. Yönetmen Peter Weir bu sahneyi atarak, Todd Anderson'un cesaretini topladığı ve masanın üzerine çıkıp "O Captain! My Captain" diye bağırdığı sahneyi filmin finali olarak bırakmayı uygun görüyor. Ben de bu noktada yönetmenle aynı fikirdeyim. Zaten yeterince dram varken, bir de Keating'in ölmesine hiç mi hiç gerek yok. Todd Anderson'un yaptığı çıkış bize yeter de artar bile.
Benim bildiklerim bunlar kolay gelsin...