Cevap :
Likya Uygarlığı kentlerinden olan Karmylassos yani bizim bildiğimiz ismi ile Kayaköy'ün geçmişinin MÖ 3 binlere kadar uzandığı söyleniyor. Karmylassos'tan sadece kaya mezarları ve lahitler günümüze kadar gelmiş. Şu an gördüğümüz Kayaköy yapıları, 19'uncu yüzyıldan sonraki tarihin izlerini yansıtıyor.
Osmanlı Dönemi'nde Rumlar Karmylassos şehrinin kalıntılarına can vermek için buraya yerleşmeye karar vermiş. Yeniden ayağa kalkan bu yerleşim yerini de Levissi ismi ile anmışlar. Doç. Dr. Mustafa Gökçe'ye göre ise 1400 yıllarda Kayı ve Karakeçili Yörükleri de bu bölgede yaşıyormuş. Yörüklere ait mezarlardaki damgalar ve izler buna kanıt olarak gösteriliyor. Anlayacağınız Türkler ve Rumlar aynı bölgede uzun yıllar boyunca yaşam sürmüşler. Rumlar bu köyde yaşam sürerken, Türkler de ovalarda hayatlarını idame ettirmiş.Rumların küçük bir köy olarak kurduğu Levissi Köyü, yıllar içinde gelişmiş ve hatta dışarıdan göç almış. En sonunda bir kasabaya dönüşmüş. Hatta Karya isminde bölgenin ilk gazetesi de burada basılırmış. Bu dönemlerde, Levissi'nin refah içinde oldukça keyifli ve güzel zamanlar geçirdiği söyleniyor.
Daha sonra, 1880'li yıllarda Anadolu'nun batısında ayaklanmalar başlamış ve olayların ardından Türkler ve Rumlar arasında da sorunlar çıkmış. Kurtuluş Savaşı'nın kazanılmasının ardından Yunanistan ve Türkiye arasında imzalanan Mübadele Anlaşması(30 Ocak 1923)'na göre de Hristiyan Rum ve Türkler Yunanistan'a, Yunanistan'daki birçok Müslüman da Anadolu'ya göç etmek durumunda kalmış.
Köyü terk etmek zorunda kalan Rumlar, gidip tekrar döneceklerini düşündükleri için eşyalarını Türk komşularına emanet etmişler. Ancak ne yazık ki giden Rumlar bir daha hiç dönmemiş. Boşaltılan köylere ise Yunanistan'dan gelen mübadiller yerleştirilmiş fakat buradaki yaşama uyum sağlayamamışlar. Çünkü yamaç aşağı kurulmuş Levissi Köyü, çiftçilik ile uğraşan yeni sakinleri için pek uygun değil. Bölge, alışmış oldukları yaşam alanından biraz farklı gelmiş. Haliyle bu aileler, etrafta daha uygun alanlara doğru yerleşmeyi tercih etmişler. Anlayacağınız, Kayaköy bir kez daha terk edilmiş.
Tüm bu olayların ardından köy, Hayalet Köy olarak varlığına devam etmiş ama yine kendi huzuru ile baş başa kalamamış. Tahmin edersiniz ki böyle yerlerdeki gömü efsaneleri meşhurdur. O dönemlerde de gömü bulmak umuduyla Kayaköy'e gelenler evleri yağmalamış ve birçok yapıya zarar vermiş. 1957 yılında yaşanan 7.3 depreminde evlerini kaybedenler, Kayaköy'deki evlerin kapılarını ve pencereleri alıp götürmüşler. Nihayetinde köy yine tam bir Hayalet Köy olmuş.
Hikâyesi ile kalpleri sızlatan Hayalet Köy yani Kayaköy, günümüzde ise ziyaretçilerine kapılarını açıyor.