Cevap :

CEVAP:Sosyal bilimler literatüründe son yıllarda toplumsal cinsiyet yaklaşımlarının yaygınlaşmasıyla erkeklik olgusu, sosyoloji ve kültürel antropoloji disiplinlerinin önemli konularından biri hâline gelmiştir. Bununla birlikte edebiyat ve edebiyat sosyolojisi içerisindeki çalışmalarda da ataerkillik, toplumsal cinsiyet eşitsizliği, eril tahakküm ve erkeklik gibi kavramsallaştırmalar üzerinden analizler hız kazanmıştır. Özellikle toplumsal gerçekliği; kültürel, politik ve ekonomik koşullar etrafında işleyebilen romanların edebiyat sosyolojisi için ciddi bir inceleme nesnesi olduğu dikkate alındığında, bu kavramsallaştırmaların neden öne çıktığı anlaşılabilmektedir. Nihayetinde edebiyat, toplumsal tarihin dışında özerk bir sahaya karşılık gelmediği gibi erkeklik gerçeği de bu tarihe dışsal değildir. Çağdaş Türk edebiyatının önemli temsilcilerinden Yaşar Kemal eserlerinde içinde bulunduğu dönemin toplumsal, kültürel yapısını ve üretim ilişkilerini kendine özgü üslubuyla okura sunar. Yapıtlarındaki erkeklik olgusu ise özellikle Çukurova bölgesi üzerinden çözümlediği sosyo-ekonomik, kültürel ve politik yapı ile insan ilişkilerini boydan boya kesen önemli bir konu olarak ortaya çıkmaktadır. Bu noktadan hareketle, çalışmada onun Demirciler Çarşısı Cinayeti ve Yusufçuk Yusuf adlarıyla iki ciltten oluşan Akçasazın Ağaları eseri hegemonik erkeklik olgusu çerçevesinde tartışılacaktır.

Anahtar Kelimeler

edebiyat sosyolojisi, kültürel antropoloji, toplumsal cinsiyet, hegemonik erkeklik, Yaşar Kemal

İYİ DERSLER:)

En İyi Seçersen Sevinirim