merak ve istidadını daima söylerlerdi. Bazı akşamüstleri evleri- çok çalışkan ve zeki olduğunu, Tıbbiye’ye gireceğini, musikiye nin önünden geçerken onun kemanını işitirdim. Koca konak- ta tek açık pencere onun odasının penceresiydi. Ara sıra da yolda kendisine tesadüf ederdim. Mağrur, atletik cüsseli, soğuk bakışlı bir delikanlıydı. Kendinden küçüklere hiç iltifat etmez, tesadüf ettiği kadınların arkasından başını çevirip bakmazdı. Mahallede galiba tek sevdiği, konuşmaktan hoşlandığı insan İhsan Bey'di. Gariptir ki İhsan Bey, ona karşı daima çekingen davranırdı. Aynı mektepte okudukları hâlde, elinden geldiği kadar ona rastlamamaya çalıştığını sonra öğrendim. Muhlis Bey gibi bu hatıralarda adı sık sık geçecek olan Kudret Bey de bu konaktandı. Fakat o zamanlar Avrupa'da olduğu için henüz tanımamıştım. Yalnız babamı çok sevdiğini, acayip bir izdivaç yaptığını, tuhaf huyları olduğunu, bu hususiyetlerin üzerinde hiç düşünmeden biliyordum. O yıllarda benim için bu konak, hiçbirini tanımadığım, evimize nadir olarak geldikleri zaman gizlenip kaçtığım, yolda rastla- dığım zaman saçlarımın dibine kadar kızardığım genç, güzel, yetişkin kızlarının büyüsü ile mevcuttu. Hiçbirinin yüzünü doğru dürüst görmemiştim. Kadın ve genç kız dostluklarına çok alışkın olmakla beraber, onlardan daima kaçmıştım. Onlar benim için pek nadir karşılaşmalardan bir nevi iç kamaşması gibi, içimde yerleşip kalmış dağınık çehre çizgileri, çok etli bir dudak, zapte- dilmiş bir tebessüm, mütecessis bir bakış, rüzgârda peçe altından nasılsa fırlamış bir tutam saç, ucu kalkık kaşlar, bileklere kadar çıkan eldivenler, ince peçe, her renkten çok kıvılcımlı bir yığın çarşaf, istilâ eden bir koku ve biraz kesik kahkaha, șiveli çığlıklar bu şeyler, çok tesirli ve hakikaten o zamana kadar isitmediğim ve edalı konuşma parçaları idi. Haddizatında çok az olan bütün bir yığın ismin etrafında birleşirdi. Nuri Bey kızlarına, zamanın modasına uyarak Neclâ, Mücellâ ve Incilâ adlarını vermişti. Bugün olsa bir vodvile yakıştıracağım bu seri malı adlar, benim için o zaman kibarlığın, üslubun ta kendisiydi.
Bu paragatftaki iyelik eklerini bulabilir misiniz