Cevap :

Cevap: Kaynakça: dergipark.org.tr

umarım yardımcı olmusumdur.

Açıklama:

Batı düşünce tarihinde birbirinden önemli pek çok filozoftan bahsedilir. Ancak bunlardan bazıları vardır ki, hem yaşadığı dönemde hem de

yaşamından sonraki dönemlerde derin etkiler bırakmıştır. Söz konusu bu

belirlenime uygun düşen filozoflardan biri de Spinoza’dır. Spinoza, 17.

yüzyılda merkez rolü oynayan bir filozof olarak karşımıza çıkar. Düşüncenin bütün yolları adeta, onun felsefesinde birleşmiş durumdadır. Örneğin

mistisizm ile natüralizm, teorik ilgi ile pratik ilgi, devrinin başka düşünürleri arasında az çok büyük bir çatışma halindeyken, Spinoza’da aynı kişiliğin bütünleyici elemanları olmuştur (Ülken, 2004: 14). Spinoza bir 17.

yüzyıl filozofu olmasına rağmen, ortaya koyduğu düşünceleri ile daha

kendi döneminden başlayarak günümüze kadar etkileri olmuş bir filozoftur. Nitekim Spinoza felsefesi, tek bir alanda değil, etik’ten politika’ya,

antropoloji’den edebiyat’a, psikoloji’den fiziğe kadar birçok farklı alanda

yansımaları olmuş bir felsefedir. Böylece Spinoza sadece filozofları değil,

edebiyatçıları, şairleri ve bilim adamlarını da etkisi altına alan bir öğreti

geliştirmiştir. Buna göre, olgun formu içerisinde değerlendirildiğinde,

Spinoza’nın sistemi, felsefe tarihi içindeki sistemler arasında en önemlilerinden bir tanesi olarak karşımıza çıkar. Eserlerinin modern dünyada

yeniden yayımlanmasından bu yana, felsefi bir girişime iştirak etmek,

onun dünya görüşünü dikkate almaksızın olanaksızdır. Nitekim Bergson,

“her filozofun iki felsefesi vardır: Kendininki ve Spinoza’nınki ” (Yovel,

1989b: 5) diyerek bu durumu açık bir şekilde ifade etmiştir.

Spinozacılık, daha kendi zamanından başlayan ateizm üzerine tartışmalardan Alman idealistlerince başlatılan panteist tartışmalara, 19. yüzyılın ikinci yarısında post-Hegelciler arasındaki tartışmalardan 20. yüzyıl

sonunda -İtalyan ve Fransız Spinozacıların öncülük ettiği- çağdaş Marksist filozoflara kadar farklı dönemlerde farklı şekillerde gündeme gelmiş

bir öğretidir (Duffy, 2009: 111). Ölümünden sonra oldukça uzun bir süre

Spinoza, sık sık “tanrıtanımaz” olarak nitelendirildi. Hatta ne zaman ona

herhangi bir ilgi yöneltilecek olsa, bu genellikle bir saldırı biçiminde oldu.

Ona tanrıtanımaz denmesinin başlıca nedeni, onun Tanrı’yı Doğa ile özdeşleştirmesinde yatmaktaydı. Ancak daha sonraki dönemlerde tanrıtanımazlık suçlaması, Spinoza’nın çağdaş hayranlarının çoğu tarafından

öfkeyle yadsındı (Copleston, 1996: 60).