Güreşlerde, taş atma, taş kaldırma, bilek bükme yarış- malarında akranlarından birkaç gömlek üstün olan Ke- rim'in, silahşorluğu neden sevmediğine bütün Söğüt şa- şıyordu. Anası Bacibey çok yalvarmış, çok ağlamış, so- nunda, "Ben molla oğul istemem ve de analık hakkımı bağışlamam" diye diretmişti. Kerim, okumasını, Ertuğrul Bey'e borçluydu. "İşi uzattın Bacibey ve de tadını kaçır- din. Bize okumuş da lazım. On yiğide bedel Demircan oğlun yetmez mi, senin Bacibeyliğine ve de rahmetli Rüs- tem Pelvan yoldaşımın ocağını yakmaya?" deyip molla- lığa izin aldığı günü hiç unutmuyordu. Eğer hastalığı git- tikçe artmasaydı, Ertuğrul Bey bu yıl, kendisini İtburnu'na, Şeyh Edebâli'ye gönderecekti. Şeyh Edebâli gibi ünü dünyayı tutmuş bir bilginin özel öğrencisi olacağını dü- şündükçe, Kerim'in sevinçten yüreği ürperiyor, yüzüne ateş basıyordu. "Varsın geciksin biraz!.. Tek beyimiz sa- ğalsın da, hayırlısıyla!.. Bu parçanın alındığı romanın türü aşağıdakilerden hangisi olabilir? A) Egzotik roman B) Fantastik roman C) Tarihî roman D) Macera romani
E) Bilim kurgu romanı