Cevap :

Yaralı keklik

Romanımız Hasan, Emine ve onların çocukları Hicran ve Veysel?in hayatından bir kesitten bahsediyor.

Romanımız Hasan, Emine ve onların çocukları Hicran ve Veysel?in hayatından bir kesitten bahsediyor.Hasan Almanya?da çalışıyor ve sınıirli zamanlarda memleketine dönüp ailesini görebiliyordu. O geldiği zaman bahar sanki köye değil de onların evine geliyordu.

Romanımız Hasan, Emine ve onların çocukları Hicran ve Veysel?in hayatından bir kesitten bahsediyor.Hasan Almanya?da çalışıyor ve sınıirli zamanlarda memleketine dönüp ailesini görebiliyordu. O geldiği zaman bahar sanki köye değil de onların evine geliyordu.Bu bahar Veysel?in babası memlekete gelmedi, sadece kendisinden bir mektup geldi. İş kazası geçirdiğini ve gelemeyeceğini yazıyordu mektubunda. Aile henüz bu üzüntüyü atlatamamışken evin küçük kızı Hicran hastalanip menenjit oldu ve küçük bedeni bu hastalığı atlatamayıp bu dünyadan göçtü.

Romanımız Hasan, Emine ve onların çocukları Hicran ve Veysel?in hayatından bir kesitten bahsediyor.Hasan Almanya?da çalışıyor ve sınıirli zamanlarda memleketine dönüp ailesini görebiliyordu. O geldiği zaman bahar sanki köye değil de onların evine geliyordu.Bu bahar Veysel?in babası memlekete gelmedi, sadece kendisinden bir mektup geldi. İş kazası geçirdiğini ve gelemeyeceğini yazıyordu mektubunda. Aile henüz bu üzüntüyü atlatamamışken evin küçük kızı Hicran hastalanip menenjit oldu ve küçük bedeni bu hastalığı atlatamayıp bu dünyadan göçtü.Kardeşinin ölümü Veysel?i derinden etkiledi ve içine kapandı; ders çalışmayı bıraktı ve insanlarla iletişimi kesti. Rüyalarında hep kardeşini görüyordu. Hicran kuş olmuş uçuyorken avcılar onu vuruyordu. Veysel bu rüyalardan hep bağırarak uyanıyordu. Dedesi Hamza Çavuş ?torunumu korkutuyorlar? diyerek onu köyün imamı Yusuf Hoca?ya götürdü.

Romanımız Hasan, Emine ve onların çocukları Hicran ve Veysel?in hayatından bir kesitten bahsediyor.Hasan Almanya?da çalışıyor ve sınıirli zamanlarda memleketine dönüp ailesini görebiliyordu. O geldiği zaman bahar sanki köye değil de onların evine geliyordu.Bu bahar Veysel?in babası memlekete gelmedi, sadece kendisinden bir mektup geldi. İş kazası geçirdiğini ve gelemeyeceğini yazıyordu mektubunda. Aile henüz bu üzüntüyü atlatamamışken evin küçük kızı Hicran hastalanip menenjit oldu ve küçük bedeni bu hastalığı atlatamayıp bu dünyadan göçtü.Kardeşinin ölümü Veysel?i derinden etkiledi ve içine kapandı; ders çalışmayı bıraktı ve insanlarla iletişimi kesti. Rüyalarında hep kardeşini görüyordu. Hicran kuş olmuş uçuyorken avcılar onu vuruyordu. Veysel bu rüyalardan hep bağırarak uyanıyordu. Dedesi Hamza Çavuş ?torunumu korkutuyorlar? diyerek onu köyün imamı Yusuf Hoca?ya götürdü.Yusuf Hoca köyün yeni imamıydı. Hamza Çavuş Veysel?in durumunu anlatıp hocadan yardım istedi. Hoca Veysel?i okuruz ama önce onu bir doktora götürelim dedi.

Romanımız Hasan, Emine ve onların çocukları Hicran ve Veysel?in hayatından bir kesitten bahsediyor.Hasan Almanya?da çalışıyor ve sınıirli zamanlarda memleketine dönüp ailesini görebiliyordu. O geldiği zaman bahar sanki köye değil de onların evine geliyordu.Bu bahar Veysel?in babası memlekete gelmedi, sadece kendisinden bir mektup geldi. İş kazası geçirdiğini ve gelemeyeceğini yazıyordu mektubunda. Aile henüz bu üzüntüyü atlatamamışken evin küçük kızı Hicran hastalanip menenjit oldu ve küçük bedeni bu hastalığı atlatamayıp bu dünyadan göçtü.Kardeşinin ölümü Veysel?i derinden etkiledi ve içine kapandı; ders çalışmayı bıraktı ve insanlarla iletişimi kesti. Rüyalarında hep kardeşini görüyordu. Hicran kuş olmuş uçuyorken avcılar onu vuruyordu. Veysel bu rüyalardan hep bağırarak uyanıyordu. Dedesi Hamza Çavuş ?torunumu korkutuyorlar? diyerek onu köyün imamı Yusuf Hoca?ya götürdü.Yusuf Hoca köyün yeni imamıydı. Hamza Çavuş Veysel?in durumunu anlatıp hocadan yardım istedi. Hoca Veysel?i okuruz ama önce onu bir doktora götürelim dedi.Ertesi gün hoca ve Veysel beraberce şehre inip doktora gittiler. Doktorda işleri bitince şehri gezip yemek yediler. Birbirlerini çok sevdiler. Yusuf Hoca Veysel?e istersen bana ? Ağabey diyebilirsin.? dedi ve aralarında bir dostluk başladı.

Romanımız Hasan, Emine ve onların çocukları Hicran ve Veysel?in hayatından bir kesitten bahsediyor.Hasan Almanya?da çalışıyor ve sınıirli zamanlarda memleketine dönüp ailesini görebiliyordu. O geldiği zaman bahar sanki köye değil de onların evine geliyordu.Bu bahar Veysel?in babası memlekete gelmedi, sadece kendisinden bir mektup geldi. İş kazası geçirdiğini ve gelemeyeceğini yazıyordu mektubunda. Aile henüz bu üzüntüyü atlatamamışken evin küçük kızı Hicran hastalanip menenjit oldu ve küçük bedeni bu hastalığı atlatamayıp bu dünyadan göçtü.Kardeşinin ölümü Veysel?i derinden etkiledi ve içine kapandı; ders çalışmayı bıraktı ve insanlarla iletişimi kesti. Rüyalarında hep kardeşini görüyordu. Hicran kuş olmuş uçuyorken avcılar onu vuruyordu. Veysel bu rüyalardan hep bağırarak uyanıyordu. Dedesi Hamza Çavuş ?torunumu korkutuyorlar? diyerek onu köyün imamı Yusuf Hoca?ya götürdü.Yusuf Hoca köyün yeni imamıydı. Hamza Çavuş Veysel?in durumunu anlatıp hocadan yardım istedi. Hoca Veysel?i okuruz ama önce onu bir doktora götürelim dedi.Ertesi gün hoca ve Veysel beraberce şehre inip doktora gittiler. Doktorda işleri bitince şehri gezip yemek yediler. Birbirlerini çok sevdiler. Yusuf Hoca Veysel?e istersen bana ? Ağabey diyebilirsin.? dedi ve aralarında bir dostluk başladı.Okul bitti, yaz geldi. Veysel en iyi arkadaşı Ahmet ve Yusuf Hoca geziye gittiler. Gezinirken

Veysel ve Ahmet keklik yumurtası buldular ve bu yumurtaları kuluçkaya yatırıp iki tane keklik yavrusuna sahip oldular. Veysel kekliğinin adını ?Hicran?, Ahmet ise ? Sultan? koydu. Bu iki keklik yavrusu büyüyünce onları uçurup özgürlüklerine kavuşturacaklardı.

Veysel ve Ahmet keklik yumurtası buldular ve bu yumurtaları kuluçkaya yatırıp iki tane keklik yavrusuna sahip oldular. Veysel kekliğinin adını ?Hicran?, Ahmet ise ? Sultan? koydu. Bu iki keklik yavrusu büyüyünce onları uçurup özgürlüklerine kavuşturacaklardı.Aradan zaman geçti ve kuşlar büyüyüp ötmeye başladıklarında herkesin ilgilerini çektiler. Bütün köy onları görmeye geliyorlardı. Kekliklerden haberdar olan köyün kötü avcısı oğluyla bir plan yaptı ve Veysel?in kekliğini kaçırdı. Onu şehirde zengin bir adama sattı. Kekliği kurtarmak için köylünün, Hoca?nın, Ahmet ve Veysel?in girdiği maceralarla roman devam ediyor.

Veysel ve Ahmet keklik yumurtası buldular ve bu yumurtaları kuluçkaya yatırıp iki tane keklik yavrusuna sahip oldular. Veysel kekliğinin adını ?Hicran?, Ahmet ise ? Sultan? koydu. Bu iki keklik yavrusu büyüyünce onları uçurup özgürlüklerine kavuşturacaklardı.Aradan zaman geçti ve kuşlar büyüyüp ötmeye başladıklarında herkesin ilgilerini çektiler. Bütün köy onları görmeye geliyorlardı. Kekliklerden haberdar olan köyün kötü avcısı oğluyla bir plan yaptı ve Veysel?in kekliğini kaçırdı. Onu şehirde zengin bir adama sattı. Kekliği kurtarmak için köylünün, Hoca?nın, Ahmet ve Veysel?in girdiği maceralarla roman devam ediyor.Sonunda Hicran kötü avcının elinden kurtarılıp iki keklik de özgürlüklerine kavuşturuluyor.

İYI DERSLER

IYI BAYRAMLAR

KOLAY GELSİN :))

EN İYİ SEÇERSEN SEVİNİRİM