Cevap :

Cevap:

Page 9 - Türk Dili ve Edebiyatı 10 | 6.ÜniteP. 9

TİYATRO

HACİVAT : Ne olacak?

KARAGÖZ : İki tane konacağım.

HACİVAT : A birader, ne konuyorsun?

KARAGÖZ : Bilmeceyi söylemek için.

HACİVAT : Canım, Karagözüm, sen şimdi kavgayı filân bırak.

KARAGÖZ : Peki, bir tane konayım da ondan sonra.

HACİVAT : Haydi vur bakalım, ama yavaş vur.

KARAGÖZ : Yavaş vuracağım. (Vurur.)

(...)

Karagöz ile Hacivat bu şekilde birbirlerine bilmeceler sorduktan sonra sahneyi terk ederler. Oyunda yer alan diğer

tipler de sırasıyla sahneye gelirler. I. Çelebi, babasından miras kalan dükkânları kiraya vermesini Hacivat’tan ister.

Bir Kayserili gelip dükkânı kiralar ve orayı bakkal dükkânı olarak işletmeye karar verir. Hacivat’ın önerisiyle dükkânı

işletmesi için Karagöz’le anlaşır. Mahalledeki zenneler (Cemalifer, Şetaret) de bakkaldan alışveriş yapmaktadırlar. Bir

gün Karagöz, Zennelerin evine gider. Onlarla sohbet ederken evde yangın çıkar. Sonra Karagöz ve Hacivat sahneye

gelir. Tekerleme söyleyerek oyunu sonlandırırlar.

Anonim

(haz. Cevdet Kudret, Karagöz)

METİNDE GEÇEN BAZI KELİME VE KELİME GRUPLARI

gazel : Divan edebiyatında 5-15 beyit arasında de- semai : Sekizer hece ölçüsüyle ya-

ğişen, ilk beytinin dizeleri birbiriyle, sonraki zılmış olan halk şiiri türü.

beyitlerinin ikinci dizeleri birinci beyitle uyaklı, silsile : Soy zinciri.

genellikle lirik konularda yazılan nazım biçimi.

vakt-i şerîf : Mübarek vakit.

kurna : Hamam ve banyolarda musluk altında bulu-

zâhir : Görünen, açık, belli.

nan, içinde su biriktirilen, yuvarlak, mermer,

taş veya plastik tekne.

METİN VE TÜRLE İLGİLİ AÇIKLAMALAR

Okuduğunuz metin, geleneksel Türk tiyatrosu ürünlerinden biri olan Karagöz’ün Bakkallık adlı

oyunundan alınmıştır. Oyun, Hacivat’ın kalıplaşmış ifadeler söyleyerek sahneye gelmesiyle başlar.

Ardından oyunun başkahramanları olan Karagöz ve Hacivat arasında geçen karşılıklı konuşma sah-

neleri yer alır. Bu konuşmanın temelini, Hacivat’ın sözlerini Karagöz’ün yanlış anlaması oluşturur.

Metinde Karagöz’ün “gazel” kelimesini “kazan”; “sini” kelimesini “seni” şeklinde anlaması bu yanlış

anlamaları örneklendirir. Bilmece konusunda yaşananlar da güldürü ögesini oluşturmaktadır. Oku-

duğunuz metinde seslenmelerin, soru cümlelerinin ve tekerlemelerin yer alması dikkat çekici bir yön-

dür.

Geleneksel Türk tiyatrosu, sözlü halk geleneğinin ürünlerindendir. Bu gelenekte verilen eserler,

anonim nitelikte olup doğaçlama oynanır. Bu tip oyunlarda güldürü, şive taklitleri, yanlış anlaşılma-

lara dayanan mizahi ögeler söz konusudur. Müzik, oyunlarda fazla bir yere sahip değildir. Modern

tiyatroda önemli bir yere sahip olan dekor, sahne, kostüm, ışık gibi unsurlar geleneksel Türk tiyatro-

sunda yok denecek kadar azdır.

Geleneksel Türk tiyatrosunun ürünleri arasında meddah, orta oyunu, köy seyirlik oyunları ve

Karagöz yer alır. Karagöz, bir gölge oyunudur. Bu oyun, deriden kesilen ve tasvir olarak adlandırılan

bazı şekillerin (insan, hayvan, eşya vb.) arkadan bir ışık verilerek beyaz bir perde üzerine yansıtılması

temeline dayanır. Hayalî adı verilen kişiler tarafından Küşterî Meydanı diye anılan bir perdede oy-

natılan bu oyunlar, Türk halk geleneğinin önemli ürünlerindendir. Perdenin Küşterî Meydanı olarak

adlandırılmasının nedeni, Karagöz oyununun kurucusu ve Karagözcülerin “pîr”inin Şeyh Küşterî