Cevap :

Cevap:

ısı yalıtımının önemi

Açıklama:

Isı Yalıtımının Önemi

Türkiye’de gerek sanayi gerekse binalarda kullanılan enerji miktarları her geçen gün daha da artmaktadır. Sanayide kullanılan enerji üretim amaçlı iken, binalarda kullanılan enerji daha çok ısıtma ve soğutma amaçlıdır. Bundan dolayı binadaki konfor ortamının oluşabilmesi için kışın kaybolan ısının bir ısıtma sistemiyle sağlanması yazında kazanılan ısının iç ortamdan bir soğutma sistemiyle atılması gerekmektedir.

Enerjinin daha verimli kullanılabilmesi ısı kazanç ve kayıpların sınırlandırılması binalara yapılacak ısı yalıtım ile sağlanabilir. Yapı bileşenleri arasındaki sıcaklık farkını azaltmak amacıyla yapılan işleme ise ısı yalıtımı denir. Isı yalıtımı ile binalarda harcanan enerjiyi azaltmak ve daha konforlu bir yaşam sürmek için; binaların dış cephe duvarları, döşemeleri, çatıları, tesisatları, cam ve doğramaların da, ısı akışını azaltan önlemler almaktır.

Isı yalıtımı, kapalı ortamlardaki iç sıcaklıklarını istenilen seviyede tutabilmek için dış iklim koşullarına karşı yapılan ısıtma soğutma işlemlerinde kullanılan enerji tasarrufunu oluşturmak, çevre ile ilgili oluşan sorunlarını çözmek ve hava kirliliğini en az seviyeye indirmek için yapılarda alınan her türlü önlemler bütünüdür. Yalıtımın önemli özelliği yapıyı dış etkenlerden koruması ile ömrünü uzatmakta ve yapı fiziği koşulları oluşturulduğu için de düşük işletme maliyeti göstermektedir.

Isı yalıtımı yapılsa bile yapıların sağlam ve yıllarca değerini koruması için yapı tasarımının çok iyi yapılması, dış ve iç etkenlerden doğru biçimde korunması ile gerçekleşmektedir. Dolayısıyla yapıların dış ve iç etkenlerden korunması doğru şekilde yapılan yalıtım ile sağlanmaktadır.

Yalıtım uygulamalarındaki asıl amaç; taşıyıcı sistemi ve yapı bileşenleri dış etkilerden mümkün olduğunca korumak, kullanım amacına uygun sağlık ve konfor şartlarının bina içerisindeki hâkimiyeti oluşturmaktır. Yapı içerisindeki insan sağlığı için önemli olan konforlu yaşam şartlarının oluşturulması, yapının dış yüzeyindeki etkenlere karşı korunması da içinde yaşanılan, uzun ömürlü ve dayanıklı olması beklenilen binalar için de aynı öneme sahiptir.

Bina ve tesisatlar da ısı yalıtımının kurallara uygun şekilde gerçekleştirilmesi kişiler ve ülkeler açısından önemi aşağıda listelenmiştir:

• Konforlu ve sağlıklı yaşam konforu sağlar.

• Yüksek oranda enerji tasarrufu sağlar.

• Zararlı madde emisyonunu (çevreye yayılımı) azaltarak sağlıklı çevreyi oluşturur.

• Yapılarda ilk yatırım ve kullanım maliyetlerini düşürür.

• Binalarda yoğuşma nedeniyle oluşan korozyonu önleyerek betonarme demirlerinin çürümesine engel olup, yapı güvenliğine yardımcı olur.

• Toplam enerji tüketiminin azalmasına ve ülkenin ekonomi yönünden kalkınmasına yardımcı olur. Buhar ve kaynar su tesisatlarında yüzey sıcaklığının yüksek olması nedeniyle insanların kazaya uğramasını, kazan dairesinin aşırı ısınmasından dolayı diğer sistemlerin zarar görmesini ve ısı köprüleri önler.

• Soğuk iklim koşullarıyla karşılaşan tesisatlardaki suyun donmasını önleyerek tesisat sistemini korur.

Önerilen Makale: Çatı malzemeleri ve uygulamaları hakkında detaylı bilgi almak için çatı ısı yalıtımı sayfamızı ziyaret etmenizi tavsiye ederiz.

Binalarda Isı Yalıtımı

Binalarda (yapılarda) iklim koşullarından kaynaklanan olumsuz etkileri azaltmak veya bu etkilerden korunmak için (insan sağlığını etkileyen faktörleri azaltmak, onarım giderleri ve yatırım maliyetlerini indirgemek, yakıt tasarrufu sağlamak) ısı yalıtımı önemlidir. Isı yalıtımının amacı, binayı olumsuz iklim koşullarından yeterli olarak korumak ve daha konforlu yaşam alanlarının oluşması için zemin hazırlamaktır. İnsanlar yaşadıkları ortamlardaki ısı seviyesinin uygunluğu (sıcak/soğuk) ve bundan dolayı oluşan ısıtma giderleri, binayı oluşturan yapı malzemelerinin birim zamanda ısı yayma özelliklerine bağlıdır. Isı yalıtımı işlemleri uygulanarak binaların ısı yayma kabiliyetleri düzenlenmektedir. Bununla beraber dış ortamın yeterli şekilde mevsimsel ısı etkilerinden korunması ile yüzey ve iç kısımlardaki hacmi saran yapı bileşenlerinde yoğuşma olayını, tesisat borularının donmasını ve bunlardan dolayı oluşan zararları önleyerek, yapının bakım, onarım ve tadilat giderlerini azaltmaktadır.

yalıtım alanları

Isı yalıtımı yapılmayan binalar incelendiğinde; dış kaplama duvarlarında, tavanlarda, pencere kenarlarında, merdiven boşluklarında, ısıtılmayan hacimler üzerindeki döşemelerde, zemine oturan döşemelerde ve açık geçitler üzerindeki döşemelerde ısı kaybedilmekte olduğu ve bu sebepler ile binanın iklimlendirilmesi için harcanan enerji tüketiminde artış olduğu görülmektedir.

Yalıtımsız Binalarda Isı Kaçakları

Isı yalıtım yeteneği, yapı bileşenini oluşturan katmanların kalınlığına, malzemenin gözenekli olup olmamasına, bu gözeneklerin kesit içindeki dengeli dağılımına, özgül ağırlığına ve içindeki nem oranına bağlı olarak değişmektedir. Genel ilke olarak bir yapı malzemesinin kalınlığının ve gözeneklerinin artması, yoğunluk ve nem miktarının azalması ısı yalıtımı yönünden olumludur.

ısı kaçakları

Yalıtımsız yapılardaki ısı kayıp ve kaçaklarına karşı korunmanın en etkili yolu, ısı yalıtım yöntemlerinin en uygun olanı seçilerek yapılara uygulanmasından geçmektedir.

Yapılardaki toplam ısı kayıplarının yaklaşık olarak; %10’u döşemelerde (temeller), %10-25’i pencerelerde, %25’i tavanlarda, %15-25’i dolgu duvarlarda, %20-50’si ısı köprülerinde meydana gelmektedir. Yalıtım uygulamalarındaki yetersiz oluşumlar, binalardaki ısınma için harcanan yakıt tüketiminin her yıl daha fazla artmasına neden olur. Yalıtım yapılmamış bir duvarda ki ısı kaybını %100 olduğunu varsayarsak, ortalama bir yalıtım uygulaması yapılmış ise bu oran %40-60’ lara, yeterli bir yalıtım uygulaması ile de %15- 35’ lere düşmektedir.

Isı Köprüsü Nedir

Ülkemizde çok yaygın kullanımlarından birisi de betonarme binadır. Deprem riskinin büyük olduğu binalarda kiriş-döşeme ve kolonlardan oluşan taşıyıcı elemanları bina içinde önemli bir paya sahiptirler. Beton elemanların bina dış yüzeyindeki oransal ağırlığı yaklaşık %20-25 derecelerindedir [61].Bu ağırlık, binalarda ısı kaybı ve kazancı için betonun yüksek ısı iletim katsayısından dolayı (2.5W/mK), fazladan bir yük oluşturmaktadır. Elemanlara dik yönde oluşan ısı transferinin yanında döşemelerde, döşemeye paralel yönde oluşan sıcaklık gradyantından dolayı ek bir ısı transferi meydana gelmektedir. Bu durum ısı köprüsü olarak isimlendirilmektedir.

Isı köprüleri, yapılarda meydana gelen enerji kayıplarının en büyük nedenlerindendir ve yapı elemanlarının çevrelerine göre ısıyı daha az yalıtan bölgeleridir. Bu durumda bu bölgede hava sınır tabakasının ısı geçirme direnci üzerindeki payı artar, böylece ısı köprüsü iç yüzeyinin yüzey sıcaklığı düşer ve orada yoğuşma meydana gelir. Normal bir yapının dış köşesi ısı köprüsü meydana getirir çünkü burada ısıveren küçük bir iç yüzeyle, ısıalan büyük bir dış yüzey karşı karşıyadır. En az ısı yalıtımı olan duvarların köşelerinde bunun için yoğuşma ve küflenme meydana gelir. Isı köprüleri kış aylarında etkili olduğu gibi yaz aylarında da etkili olmaktadır. Yazın da binanın diğer bölümlerine göre ısının daha fazla kazanıldığı bölümlerini oluşturmaktadır.

Isı köprüsünden dolayı binalarda oluşan sorunlar;

Isı Kayıpları; Isı köprüleri yüksek ısı kaybına yol açmaktadır. Kuramsal olarak yalıtım standartlarına uygun şekilde yalıtılmış olan bir yapıda, yüksek ısı kaybına uğrayan yüzeylerin (ısı köprülerinin) yalıtılmış yüzeye oranı büyük değildir. Buna rağmen ısı köprülerinin meydana getirdiği ısı kaybı genelde bir binadaki ısı kaybının çok önemli bir bölümünü oluşturmaktadır. Isı köprüleri bir binanın toplam yüzeyinde önemsiz bir oran oluştursa da binanın belli bir bölümündeki ısı iletimini üç veya dört misli etkileyebilir. Örneğin: Müstakil kare bir ev: Sandviç duvar yalıtımı uygulamasını incelediğimizde ısı köprülerinin etkisi, balkonlar (%13), kapı yüzleri (%10), pencere pervazları (%7) gibi unsurların oluşturduğu ısı iletim kayıplarının toplamının %20-30’unu meydana getirmektedir.

Yoğuşma; Yüzeysel yoğuşma, yüzey ısısının kendisiyle temas eden hava sıcaklığının yoğuşma noktasından daha düşük olduğu zaman meydana gelir. Yüksek nem ve yüzeysel yoğuşma riski doğrudan doğruya kaplamanın ısı kalitesine bağlıdır. Yüzeysel yoğuşma sorunu ısı köprü noktalarında iç ısının düşük olduğu yerlerde ortaya çıkar.

Küf Oluşumu; Küf oluşumu, belli bir ısıda ve belli bir zaman süresinde, bir beslenme yüzeyinde ortalama su aktifliği belli bir eşik değeri aştığında gerçekleşir. Bu eşik değer küfün türüne bağlıdır.

Yüzeyde Hasar; Düzgün olmayan tabakalaşma, yüzeyde dökülme, lekeler, değişik yüzeysel sıcaklıklar, ısı köprülerine bağlı tamir ve yeni baştan dekorasyon gerektiren diğer estetik, sorun yaratabilir. Yapıda ısı streslerinin yarattığı çatlaklar çok aşırı durumlarda meydana gelebilir.

Konfor Azalması; Yüzey ısısı çevre ısısından iki veya üç derece daha düşük olduğunda odadakiler rahatsız olacaktır. Büyük alanlar, örneğin dış duvarın içine giren yalıtımsız yer karoları söz konusu olduğunda bu etki daha fazla hissedilecektir.

termal kamera görüntüsü

Yukarıdaki resme baktığımızda binanın betonarme kolon ve kirişleri diğer bir ifadeyle ısı köprüleri net bir şekilde görülmektedir. Resim, içerisi ısıtıldığı bir anda dışardan çekilen bir termal görüntü örneğidir. Buna göre soldaki şekilde bina duvarlarında hiç yalıtım yapılmadığı, sağdaki şekilde ise duvarlarda içerden ya da sandviç duvar arası yalıtım yapıldığı görülmektedir. Dolayısı ile iç sıcaklıktan dolayı duvarların ısısının sağdaki şekle göre soldaki şekilde daha fazla dış yüzeye ulaştığı bu yüzden de duvarların daha sıcak olduğu anlaşılmaktadır. “TS 825 Binalarda Isı Yalıtım Yönetmeliği” ne göre ısı köprülerinin yalıtılması zorunlu olan ısı köprülerinin en kolay ve en sağlıklı yalıtımın dıştan olacağı yapılan uygulamalarla görülmektedir.

Sizlere daha iyi hizmet sunulabilmesi için kişisel verileri koruma politikamız doğrultusunda çerezler kullanılmaktadır. Detaylı bilgi alm