Cevap :
Açıklama:
HZ EBUBEKİR'İN (R.A) NASIL MÜSLÜMAN OLDUĞUNA DAİR BAŞKA BİR RİVAYET
Bir başka rivayete göre Hz. Ebû Bekir’in müslüman olması şöyle gerçekleşmişti:
Hz. Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-’e henüz risâlet gelmeden önce, Ebû Bekir, Mekke’den Yemen’e seyâhat ederek 390 yaşında bir âlim zâta misafir olur. Hz. Ebû Bekir’in anlattığına göre yaşlı zât:
– Zannedersem Mekke’li, Harem-i şeriflisin? dedi. Ben de:
– Evet, dedim.
– Zannedersem Teymdensin?
– Evet Benim için senin hakkında sâdece bir alâmet kaldı.
– O nedir? – Bana karnını aç!
– Ne için olduğunu haber vermeden açamam.
– Hakîkat-i ilm-i ezelî’den öğrendiğime göre, kendisine bir genç ve bir yaşlı kimsenin yardım edeceği bir nebî gönderilecektir. Yaşlı adam beyez tenli, zayıf vücutlu, karnının üstünde siyah bir ben, sol baldırının üzerinde de bir işâret bulunan kimsedir.
Ebû Bekir der ki: Ona karnımı açıp gösterdim. Göbeğimin üstündeki siyah beni gördü:
– Kâbe’nin Rabbı’na yemin ederim ki, o yaşlı adam sensin! Peygamber hakkında sana haber vereceğim. Senin bu hususta dikkatli olmanı isteyeceğim, dedi.
– O nedir? dedim. Dedi ki:
– Dikkatli ol! Hidâyetten dalâlete meyletme! Orta yolda sabit kal! Etrafında bulunanlarla, Allah’ın sana vermiş olduğu şeylerde Allah’tan kork, sakın!
Ebû Bekir der ki, oradaki işlerimi bitirdim. Vedâ etmek için yine yaşlı zâta gittim. Bana:
– O Nebî hakkında söylediğim bir kaç şiir beytini uhdene alır mısın? dedi. Ben de:
– Evet alırım, dedim.
Bana şu beyitleri okudu; sonu şöyle bitiyordu:
– “Benden Allah’ın Rasûlü’ne selâm götür! Ben her ne kadar Râhib isem de; onun dinine uygun olarak yaşamaktayım!”
Ebû Bekir Sıddîk:
– Onun bu vasiyetini ve şiirini ezberledim, Mekke’ye geldim. O sırada Hz. Muhammed’e nebîlik geldiğini işittim, yerini sordum, Hz. Hatice’nin evinde olduğunu söylediler. Gidip kapıyı çaldım. Beni karşıladı. Dedim ki:
– Yâ Muhammed! Babalarının ve dedelerinin dînini terkettin! Hz. Muhammed bana:
– Ey Ebû Bekir! Ben sana ve bütün insanlara Allah’ın Rasûlü’yüm! Allah’a îmân et! dedi. Ben:
– Buna delîlin nedir? dedim. Cevâben:
– Sana Yemen’de şiir beyitlerini bildiren yaşlı zattır, dedi.
– Ey Habîbim! Sana bunu kim haber verdi? dedim.
– Benden önceki peygamberlere haber veren büyük melek Cebrâil, dedi.
– Bana elini uzat! dedim, kendisini kabûl ettim. Berâberce kelime-i şehâdeti getirdik. Hz. Ebû Bekir Sıddîk der ki, Rasûlullah’ın yanından ayrıldığımda Mekke’nin iki yanında, benim müslüman olmama Hz. Muhammed’den daha fazla sevinen kimse yoktu.
Hz. Ebû Bekir Sıddîk İslâmiyet gelmezden evvel Rasûl-i Ekrem’in dostu olduğu gibi halk arasında da mu’teber bir zat olup kan davalarını hall ve fasl için hakem ta’yin olunurdu.