Sıcaktan dili dışan düşmüş bir köpek sarsak, ağır ve bezgin adımlarla meydanı bir baştan ötekine
geçip köşedeki kasabin Önünde durur.
Oracikta dikilen kıdemli sokak kedileri kendilerine benzeyen bu yaşlı köpeği umursamaz. Kasap
dükkânının gölgeli kapısında naylon şeritlerden, rengârenk boncuklardan oluşmuş bir sineklik asılıdır.
Sineklik kipirdamaz.
Havada en ufak bir esinti yoktur.
Öğle sıcağı kasabanın üzerine abanmıştır. Öyleki sanırsınız gökten kıvılcım yağıyor. Binalar, ağaçlar,
insanlar ve açıktaki bilumum eşya bir işik selinde yıkanmaktan bitap düşüp yerlere serilmiştir.
Kaburgalan açlıktan birbirine geçmiş yaşlı köpek, kasabin kapısına mahmur bakışlarla bir göz
attiktan sonra, yine Öyle yalpalayarak köşeyi kıvrılır, top akasyanın gölgesine yatar.
6 /Mavi Kuş
Az sonra camlannda sinek pisliklerinden desenler oluşmuş bu kasap dükkanından bir keman sesi
yükselecektir.
Ya!.. Keman sesi işte.
Bozkırda unutulmuş
bu kasabanın, şişman kıllı kasabi keman çalmaktadır. O gün sabahın köründe
mezbahadan gelen birkaç gövde eti satıp bitirmiş, satın biçağı yerli yerine koymuş, elini yüzünü az-
çok yıkamış, ahşap iskemlesine çöküp kemanını çenesine dayamıştır. Şimdi biz bu kasap kimdir,
nedir
; keman çalmayı nereden öğrenmiştir
. çalarken öğle üstü demeyip iki duble de rakı içmekte
midir, derdi nedir, diye anlatmaya kalkarsak işi uzatin.
Kasabı geçelim.
Kasabin yanında Göncü izzettin Efendi.
Kapısı kepengi gördüğünüz gibi kapal.
Kendisi Rahmet-i Rahman'a kavuşalı seneler oluyor.
Oğlu-uşağı memleketi çoktan terketti. Bu dükkân da
işte yağmurun-yasm altında çürüyor.
Eee... Sahipsiz malin sonu budur.
Onun yanında Tütüncü Zekeriyya. Pazardan pazara açar dükkâni. Pazar dedikse kasabanın salı
günleri kurulan pazan. Zekeriyya Efendi tekel bayii olduğu için

Cevap :

Cevap:

olm biz niye köpek sağıyoz.

Açıklama:

issiz gibi seyler yazmayınnn