Cevap :

Cevap:

kısaca: Bilgelikte kapasite gereklidir ama bunu anlayacak ve değerlendirecek muhataplar da gereklidir. Bilgeliğe bağlılık ve saygı çok temel özelliklerdir. Vasıflı veya vasıfsız insanların bilge birine saygısızlık etmesi en utanılacak hallerdendir. Bilgeyi anlamak önemli, bilgeye saygı duymak daha da önemlidir.

daha geniş bilgi:

Çağımızın konularında ileriye atılım yapılamamasının asıl nedeni bilge yetiştirebilen bir kültürümüzün olduğunu unutmak mı? Var olan değerlerin işaret ettiklerini yeterince yorumlayamıyoruz, düşüncelerini günümüzdeki kalıplarla belirginleştiremiyoruz, acaba durum böyle mi? Gelir geçer konularla zamanı hoşça değerlendirdiğini zannedenlerden miyiz? Anlaşılan o ki, olanı yeterince hazmedebilmek ve ilerilere sıçrayabilmek için bilgelikle ilgili bir sorgulama içinde olmamız gerekiyor.

Kaç milletin Bilge isimli bir yöneticisi oldu? Bilge Kağan… Türk milletinin var. Türklerde VII. ve VIII. Asırlarda bilgeliğin ne olduğu gayet iyi bilindiği için çocuklara isim olarak verilmekteydi, masallar ve deyişler bilgelikle süslüydü. Bu zenginlik bilgeyi ve bilgeliği kültürel dokuda güçlendirme bilinci halinde XIV. Asra kadar aksaksız taşındı; kâh fakir olundu, kâh savaşlarla harap düşüldü, ama bu toplum bilgesiz kalmadı. Daha sonraları bu kültür, verili olanla yetinmeyi yeğler ve bilgelikle ilgili her şeyi sorgular hale dönüştü. Toplum önderlerinin bilgeliğin önünü tıkayan bir tutuma saplanmaları, sonuç ortada, kutlu devlet yapılarının bekasında da yaralar açılması anlamına geldi.

Bugün dilimizde bilgelik, büyük ölçüde hikmet sözcüğünün karşılığı halinde kullanılır. Bu kapsamlı ve aslı doğru olan hikmet sözcüğü, kendi kültüründe dahi VII. Asırdan itibaren yanlış ellere geçince değerinden kopartılarak, olması gerektiğinden farklı kullanılmaya başlanmıştır. Hatta ortak kültür zamanında bu sözcüğü olması gerekene yakın kullananlar yine Türkler olmuştur. İfade edildiği üzere XIV. Asırdan sonra yavaş yavaş bu cephede de bozulmalar görülmüştür.

Bir kavramın anlamını ne denli yayarsanız o denli kopuk hale getirirsiniz. Kavram toplumda belki iyi tekrar edilen olarak kalır. Sorsanız, biz bunu biliyoruz denir. Zira bilinçte yüzeysellik artmıştır. Hatta bu yüzeysellik kültürel odak kaymasına sebep olan türden sonuçlar doğurabilir.

Bilgelik yozlaşmışsa, kısırlaşmışsa, batıl hale gelmişse ve kültüre işlenenler unutulmaya yüz tutmuşsa, o bölgede ağaçlar küser, meyve vermemeye başlarlar. Kuraklık baş gösterir, her türden kuraklık. Çekirgelerin istilası gerçekleşir, her türlü istila…

Felsefede, sanatta, bilim ve teknolojide gelişmiş toplumlar ile kendimize ait kültürdeki mevcut izler mukayese edilir ise bilgelik kavramının temel bir ölçü niteliğinde olduğu anlaşılır. Bilgelik, MÖ IV. Asırdan itibaren Doğu (Asya) kültüründe, ki bizler de bunun temsilcisiydik, bütünsel bağlamı öne çıkarak, bundan bir asır sonra Batı kültüründe ise maddesel bağlamı öne çıkararak gelişmiştir. Bugün hem Doğu hem Batı toplumları bilgeliği gündelik yaşama yerleştirmişler, literatürlerinin kökünü tarif eder biçimde önemsemişlerdir. Dolayısıyla bu toplumlarda ilerlemek ve kendinden emin tutum sergileyebilme konusu mümkün olmuştur. Üniversitelerin filozof dolu olması, araştırma merkezlerinin sürekli bilim insanı üretmesi, çok üst düzeyde kalıcı eser bırakan yazarların ve şairlerin yetişmesi boşa değildir.

Öyleyse bilgelik ne demek? Bilgelik, geçmiş, mevcut ve gelecek çağları referansları tam ve doğru okuyabilmek ve gelecek için gerekli değişimleri önceden ve bütünüyle görebilmek demektir; değişmenin adımlarını, kurallarını ve standartlarını doğru belirleyebilmektir.

çok uzun gelebilir sana ama akıcı. okursan sıkılma :))

en iyi seçer misin lütfen??