Cevap :

Cevap:

ok

Açıklama:

3.ünite    

1.1 Din Nedir?

Din sözlük anlamı olarak; kanun, hesap, hüküm, ceza, ödüllendirme, saygı, itaat, teslimiyet gibi anlamlara gelir.

Terim anlamı olarak ise; akıl sahibi insanları kendi hür istek ve iradeleri ile en doğru ve güzele yönlendiren, dünya ve ahirette mutlu olmalarını amaçlayan ilahi kurallar bütünüdür.

1.2 Din Evrensel Bir Olgu Mudur?

Din, ilk insan Hz. Âdem’den bu yana toplumlarda yer almış bir kurumdur. Dünya üzerinde yapılan arkeolojik kazılarda farklı kültür ve inançlara ait olan birçok ibadet merkezi ve dini işlemeler bulunan eşyalar bulunmuştur. Bulunan bu eşyalar bizlere dinin evrensel olarak inanılan ve toplumda yer edinen bir gerçeklik olduğunu gösterir. Ayrıca yeryüzünde yaşayan farklı toplum ve kültürlerde aynı ahlaki ilkelerin var olması yine dinin evrensel boyutunun var olduğunu bizlere gösterir.

İnsanların yeme, içme gibi temel maddi ihtiyaçlarının yanında manevi olarak karşılaması gereken ihtiyaçları da vardır. Bu ihtiyaçların en önemlisi ve en başta geleni inanma ihtiyacıdır. İnsan her zaman kendisinden daha üstün bir güce inanma ihtiyacı duymuştur. Bu nedenle de tarihin farklı dönemlerinde Yüce Yaratıcı ile birlikte Güneş, Ay, Yıldız gibi farklı kavramlara taparak bu ihtiyaçlarını karşılamaya çalışmışlardır.

İnsan yaratılışında var olan fıtratı gereği her zaman bir yaratıcıya inanma ihtiyacı duyar. Yüce dinimiz İslam, bu ihtiyacın varlığını bize ayet ve hadislerle bildirir.

(Resûlüm!) Sen yüzünü hanîf olarak dine, Allah insanları hangi fıtrat üzere yaratmış ise ona çevir. Allah’ın yaratışında değişme yoktur. İşte dosdoğru din budur; fakat insanların çoğu bilmezler.

Rum Suresi 30. Ayet

“Her doğan çocuk fıtrat üzere doğar. Sonra anne babası onu Yahudi, Hristiyan veya Mecusi yapar.”

Buhari, Tefsir (Rûm), 2

1.3 Din-Birey İlişkisi

Din, insanın zihnine ve duygularına hitap ederek onun doğuştan getirdiği inanma duygusunu en doğru biçimde karşılamaya çalışır.

Din, insanın manevi ihtiyaçlarını karşılayarak onun yalnız ve çaresiz hissetmemesini sağlar.

Din bireyin yaşamına anlam katar. Kişi dini inancı sayesinde hayatında yer alan şeylere ne kadar değer vermesi gerektiğini anlar.

Din, ahiret inancıyla insanın ölümsüzlük isteğine de cevap vererek ölümün bir son olmadığını ve ölüm sonrasında hayatın devam edeceğini haber verir.

1.4 Din-Toplum İlişkisi

Toplumsal hayatın sağlıklı kurulabilmesi için, iyilik, güzellik ve doğruluk yolunda olunabilmesi için dinin getirdiği kurallar insanlara yön verir.

Din, ahlaki değerleri yaygınlaştırmayı amaçlayarak insanlar arası sevgi-saygı, kardeşlik bağlarının güçlenmesini sağlar.

Din içerisinde var olan çeşitli paylaşma ve dayanışma ilkeleri ile insanlar arası bağı kuvvetlendirir ve ekonomik olarak dengesizliği önlemeye çalışır.

Din, insanların birbirleri ile kaynaşmasını sağlar ve toplumda biz duygusunu geliştirir.

2. Dinin Temel Gayesi

Dinin Temel Gayesi Nedir?

Din ve Hayat Ünite Özeti

Dinin en temel amacı insanların bu dünyada ve öbür dünyada mutlu olmalarını sağlamaktır. Dinimize göre, insan hayatını mutlu ve güzel bir şekilde devam ettirebilmek için bazı temel haklara sahiptir. Bu temel haklar hiçbir ayrım yapılmaksızın tüm insanların doğuştan sahip olduğu haklardır. Dinin en temel gayesi ise bu hakların korunmasıdır.

“Allah esenlik yurduna çağırıyor. Dileyene (mutluluğa ulaştıracak) doğru yolları gösteriyor.”

Yunus Suresi 25. Ayet

Dinimizin en temel değer verdiği, korunmasını istediği 5 temel değer vardır. Bunlar;

Canın Korunması

Neslin Korunması

Aklın Korunması

Malın Korunması

Dinin Korunması

Saydığımız bu beş temel değere dinimizde “Zarurat-ı Hamse” ya da “Zarurat-ı Diniyye” de denilir.

2.1 Canın Korunması

Dinimize göre insan, yeryüzünde Allah’ın halifesidir. Yüce Allah, insana akıl ve irade vererek onu diğer varlıklardan üstün tutmuş ve şerefli bir varlık olduğunu göstermiştir. Bu nedenle de dinimiz insan canını kutsal ve şerefli saymış ve Allah’ın verdiği cana kıyılmasını yasak kılmıştır. Ayrıca dinimiz İslam, insanın hem kendi canına hem de bir başkasının canına zarar vermeyi yasaklamıştır.

İslam sadece inananların değil, tüm insanların yaşam hakkının korunmasını emretmiştir. Bu nedenle can güvenliği ayrım yapmaksızın tüm insanların yaşam hakkını korumak esastır. Örneğin Peygamber Efendimiz yaşadığı dönemde yaygın olan kan davalarını Veda Hutbesinde kaldırarak insanın canının değerli olduğunu topluma göstermiştir.

“Fakirlik korkusuyla çocuklarınızın canına kıymayın. Biz onların da sizin de rızkınızı veririz. Onları öldürmek gerçekten büyük bir günahtır.”

İsra Suresi 31. Ayet

”Kim, bir insanı, bir can karşılığı veya yeryüzünde bir bozgunculuk çıkarmak karşılığı olmaksızın öldürürse o sanki bütün insanları öldürmüştür. Her kim de birini yaşatırsa sanki bütün insanları yaşatmıştır. ”

Maide Suresi, 32. ayet

Ey İnsanlar! Kanlarınız, canlarınız, yaşa­ma hakkınız, mallarınız, namuslarınız, haysiyet ve şerefleriniz, vücut bütünlü­ğünüz Rabbinizle buluşacağınız güne ka­dar bu ayınızda, bu beldenizde, bu günü­nüzün saygıya, korunmaya layık olduğu gi­bi, saygıya ve korunmaya layıktır, doku­nulmazdır.

Veda Hutbesi

2.2 Neslin Korunması

Aynı soydan gelen kişilerin oluşturduğu bağa “nesil” denir. Toplumun sağlıklı bir şekilde varlığını sürdürebilmesi için neslin korunması bir zorunluluktur.

İslam dini neslin korunmasını sağlamak için aile kurmaya büyük önem vermiş, zina ve gayr-ı meşru ilişki gibi aile kurmaya engel olan kötü davranışları yasaklamıştır.

Çünkü kişinin ilk eğitim aldığı sosyal kurum ailedir ve ahlaklı bir nesil yetiştirmenin en önemli yolu yine aile kurmaktan geçer.

“Ey gençler! Aranızda gücü yeten evlensin. Çünkü evlenmek gözü haramdan korumak ve iffeti muhafaza etmek için en iyi yoldur…”

Hadis-i Şerif

Zinaya yaklaşmayın. Zira o, bir hayâsızlıktır ve çok kötü bir yoldur.

İsra Suresi 32. Ayet.

2.3 Aklın Korunması

Dinimizin en temel korunmasını istediği değerlerden birisi de aklın korunmasıdır. Yüce Allah, insana akıl vererek onu hem şerefli kılmış hem de bu dünyada yaptıklarından sorumlu tutmuştur.

Akıl kişinin düşünme ve kavrama gücüne sahip olmasını sağlar. Akıl ile kişi doğru-yanlış, haram-helal, iyi-kötü, güzel-çirkin gibi kavramları ayırt edebilir. Yüce dinimiz İslam, bu nedenle insanın aklına zarar veren alkol, uyuşturucu gibi zararlı maddelerin kullanılmasını yasaklamıştır.

Bir diğer önemli husus ise, Peygamber Efendimiz bir hadis-i şerifinde “Aklı olmayanın dini de yoktur.” buyurarak sorumluluğun temel şartının akıl olduğunu bizlere bildirmiştir.

Ey iman edenler! Şarap, kumar, dikili taşlar (putlar), fal ve şans okları birer şeytan işi pisliktir; bunlardan uzak durun ki kurtuluşa eresiniz.

Maide Suresi 90. Ayet

“Şu üç kimseden sorumluluk kaldırılmıştır: Ergenlik çağına gelinceye dek çocuklardan, uyanıncaya kadar uyuyandan, akli dengesi yerinde olmayandan.”

Hadis-i şerif

2.4 Malın Korunması

İslam’a göre herkesin mülkiyet hakkı vardır. Hiç kimse bir başkasının malını haksızlıkla alamaz. İslam dini, çalışmayı teşvik eder. Peygamber Efendimiz “En değerli kazanç, kişinin kendi elinin emeğiyle kazandığıdır. ” buyurarak kişinin kendi elinin emeğiyle geçinmesine ve üretmesine özendirir.  

Bu nedenle dinimizde bazı davranışların yapılması haksız kazanca sebep olduğu için haram kılınmıştır. Bunlar;

Hırsızlık, gasp, yağma gibi yollarla insanların mallarını ellerinden almak haram kılınarak mallarını koruma altına almaya çalışmıştır.

“Ey iman edenler! Karşılıklı rıza ya dayanan ticaret olması hâli müstesna, mallarınızı, batıl (haksız ve haram yollar) ile aranızda (alıp vererek) yemeyin. Ve kendinizi öldürmeyin. Şüphesiz Allah, sizi esirgeyecektir ”

Nisa Suresi, 29. ayet

İslam dini günümüzde en büyük haksız kazanç yollarından olan faiz ve rüşveti yasaklamıştır.

“Ey iman edenler, Allah’tan sakının ve eğer inanmışsanız faizden artakalanı bırakın. ”

Bakara Suresi, 278. ayet

“Rüşvet alan da veren de Cehennemdedir.”

Hadis-i Şerif

Dinimizde kumar ve benzeri oyunlar ile insanların mallarının haksızca ellerinden alınması da yasaklanmıştır.

Ey iman edenler! Şarap, kumar, dikili taşlar (putlar), fal ve şans okları birer şeytan işi pisliktir; bunlardan uzak durun ki kurtuluşa eresiniz.

Maide Suresi 90. Ayet

Malın korunmasında bir diğer önemli husus ise kişiyi ve toplumu yoksullaştıran israftan kaçınmaktır.

“…Yiyiniz, içiniz fakat israf etmeyin. Çünkü Allah israf edenleri sevmez.”

Araf Suresi 31. Ayet.

2.5 Dinin Korunması

Dinimizin temel kaynakları olan Kur’an-ı Kerim ve Sünneti bilmemiz en önemli hususlardır. Çünkü dini koruyabilmenin temel şartı dini, kaynaklarından doğru bir şekilde öğrenmektir. Yanlış ve eksik öğrendiğimiz bilgiler dini korumak yerine büyük zararlar vermektedir. Bu nedenle bidat ve hurafe gibi şeylerden kaçınmamız gerekir.

“…Bugün size dininizi kemale erdirdim, üzerinize nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslam’ı seçtim… ”

Maide Suresi, 3. ayet

Dinin aslında bulunmayan, sonradan ilave edilen ve dindenmiş gibi gösterilen şeylere hurafe denilir. Hurafeler ve batıl inanışlar dinde yeri olmayan bir takım efsane ve rivayetlere dayanırlar. Dinin korunması kapsamında da bu gibi yanlış inanışlardan kesinlikle uzak durmak gereklidir.

Dinin korunması kapsamında dini tahriflerden de kaçınmak gerekir. Tahrif, saptırma, çarpıtma, bozma gibi anlamlara gelir. Yapılan yanlış yorum ve uygulamalar tahrife yol açabileceğinden bu gibi davranışlardan da uzak durulması gereklidir.

Dinini doğru bir şekilde öğrenen Müslüman, öğrendiği bu emir ve yasakları hayatına uygulayıp insanlara örnek olarak güzel bir şekilde dinini koruyabilir.

Ey iman edenler! Şarap, kumar, dikili taşlar (putlar), fal ve şans okları birer şeytan işi pisliktir; bunlardan uzak durun ki kurtuluşa eresiniz.

Maide Suresi, 90. ayet

“Sözlerin en hayırlısı Allah’ın kitabı Kur’an-ı Kerim’dir. Yolların en hayırlısı Muhammed’in yoludur. İşlerin en kötüsü sonradan ortaya çıkarılan bid’atlerdir. Bütün bid’atler de dalalettir.”

Hadis-i Şerif

“… O halde sen de dini Allah’a has kılarak (ihlâs ile) kulluk et.”

Zümer Suresi 2. Ayet

3. Bir Peygamber Tanıyorum: Hz. Yusuf

Hz. Yusuf (a.s) Hayatı

Din ve Hayat Ünite Özeti

Hz. Yusuf (a.s) Kur’an’da adı geçen yirmi beş peygamberden biridir. Babası Hz. Yakup (a.s.)’dır.

Kur’an’da “Ahsenül Kasas” yani “kıssaların en güzeli” olarak nitelendirilen peygamber kıssası Hz. Yusuf’un kıssasıdır.

Rüya yorumlama mucizesiyle bilinmektedir.

Yüz güzelliğiyle beraber ahlak güzelliğiyle ön plana çıkan bir peygamberdir.

Din ve Hayat Ünite Özeti

4. Bir Sure Tanıyorum: Asr Suresi

Bismillâhi’r-Rahmâni’r-Rahîm.

Vel’asr.

İnnel’insâne lefî husr.

İllellezîne âmenû ve amilûs sâlihâti vetevâ savbil hakkı vetevâ sav bis sabr.

Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla.

And olsun zamana ki,

İnsan gerçekten ziyan içindedir.

Ancak, iman edip de sâlih ameller işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye edenler, birbirlerine sabrı tavsiye edenler başka…

Asr Suresi

Din ve Hayat Ünite Özeti

Temel Özellikleri:

Kur’an-ı Kerim’in 103. Suresidir.

Mekke döneminde nazil olmuştur.

Asr “zaman, çağ, ikindi, yüzyıl” anlamlarına gelmektedir.

Surede kurtuluşa erecek olan dört sınıftan bahsedilmektedir.

Asr Suresi’nde kurtuluşa ereceğindan bahsedilen 4 sınıf insan ise şunlardır;

Allah’a iman edenler.

Salih amel işleyen kişiler.

Hakkı tavsiye edenler.

Sabrı tavsiye edenler.

4.ünite

İslam'ı Sevdirmesi: İslam dininde zorlama yoktur. Hz. ...

Etrafındaki İnsanlara Danışması: Hz. Muhammed, kibirden uzak ve alçak gönüllü bir şahsiyetti. ...

Her Zaman Merhametli Olması: Peygamberimiz sadece yakın çevresine ve arkadaşlarına karşı değil düşmanlarına karşı da merhametli oldu. ...

Alçak Gönüllü Olması: