Cevap :

Cevap:

Kadına şiddet, tüm dünyada en önemli toplum sağlığı ve insan hakları sorunudur. Her yaş grubunda, her etnik kökende, ırkta ve her sosyoekonomik düzeyde kadına şiddet olgusuyla karşılaşılmaktadır. Fiziksel, sözel, cinsel, psikolojik ve ekonomik olarak sınıflandırılabilen birçok şiddet tanımı, kadınları hem fiziksel hem de ruhsal olarak etkilemeye devam etmektedir. Kadına şiddeti öngörmede bireysel etkenler kadar, toplumsal nedenlerin anlaşılması gerekmektedir. Toplumsal algılar, şiddeti artırmada veya azaltmakta son derece önem arz etmektedir. Normalleştirilen, "meşrulaştırılan" kadına şiddet tutumları, nesiller boyunca aktarılarak kadını, çocukları, aileyi ve tüm toplumu derinden etkilemektedir. Şiddetin görünür en belirgin sonucu yaralanmalar ve hatta ölüm olabilirken; depresyon, anksiyete bozuklukları, travma ile ilişkili bozukluklar ve sonuçta intihar riskinde artış da ruhsal açıdan yine kadının yaşamını tehdit etmektedir. Sağlık çalışanları, sivil toplum örgütleri, politik yasal düzenlemelerin dahil edildiği geniş kapsamlı programlı stratejilerin geliştirilmesi, eşitlikçi cinsiyet rollerinin kabulünde ve kadına şiddeti önlemede son derece önemlidir.

Umarım yardımcı olabilmişimdir Blink<3 Başarılar..