Tilki ile Leylek
Tilkinin iyiliği tutmuş bir gün.. Leyleği yemeğe buyur etmiş. - Ama, demiş tilki, bizde misafir. Umduğunu değil, bulduğunu yer. Meğer tilkinin cimrisi hepsinden betermiş, Bir çorba çıkarmış topu topu. O da sulu mu sulu. Hem nerde getirse beğenirsiniz? Tabakta. Leylek gagasıyla uğraşadursun Tilki bitirmiş hepsini bir solukta. Leylek kızmış ama çekmiş sineye.
Bir zaman sonra....
O da tilkiyi buyur etmiş yemeğe.
- Hay hay, demiş tilki, nasıl gelmem?
Ben dostlara naz etmesini sevmem.
Tam saatinde gelmiş.
Leyleğe türlü türlü diller dökmüş,
Şu güzel, bu güzel,
Hele yemeğin kokusu,
Gel iştahım gell
Gerçi tilkilerin iştahı,
Pek nazlı değilmiş ama
Et kokusu başka şeymiş.
-Kuşbaşı galiba, demiş,
Bayılırmış etin böylesine.
Hele kıvamında pişmişine.
Derken yemek sofraya gelmiş.
Gelmiş ama nasıl?
Kokusunu al, eti ara da bull
Dar boğazlı upuzun bir çömlek içinde Tam leyleğin gagasına göre
Tilki burnunu burgu etse nafile.
Kısmış kuyruğunu evine dönmüş.
Aç kaldığına mı yansın, Bir kuşa rezil olduğuna mı?
