Maya, Sezen Aksu’nun 1991’de çıkardığı Gülümse’den sonra, Türk pop müziğinin en iddialı ve ses getiren albümlerinden biri. Dinleyiciyle önceden buluşan "Öyle Kolaysa" ve "Ya Bu İşler Ne" şarkılarıyla beğeni toplamışken bunlara eklenen "Fırtınadayım", "Çukur" gibi şarkılarla bu albüm bir başyapıta dönüşüyor. Böylece Maya ile Mabel Matiz, tek atımlık kurşunu olduğu iddialarını da boşa çıkarıyor. Birçok ünlü sanatçının sevilen şarkılarını yorumlayarak daha önceki çalışmasında da cesaretini ortaya koyan Matiz, Maya ile geleneğe değmekten korkmayan modern bir anlatım yakaladı. Tasavvufun mistik havası, halk şiirinin coşkun sesi, synth-pop ile birleşen Arap popunun ritimleri ayrı ayrı ve bir bütün olarak duyuluyor albümde. Gözünün gördüğüyle gönlünün bildiği bir olmayan âşıkların acısını söylerken Matiz, Şeyh Galip’ten Neşet Ertaş'a uzanan bir köprü kuruyor. Böylece toplumsal normlara ve hayatı çerçeveleyen ezici gerçeklere rağmen yüreğinin sesini dinleyenlerin çıkmazını anlatıyor. Değmekten, esinlenmekten, beslenmekten korkmuyor.


1. Bu parçada altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A) Aşkın yalnızca bir yanılsama olduğunu bilecek kadar olgun olanlar

B) Kendi isteklerini ve hayatlarını sevdikleri kişi için feda edebilenler

C) Arzuları ve gerçeklik arasındaki çatışmanın ortasında sıkışıp kalanlar

D) Gerçek aşkın dış görünüşte değil, âşığın kalbinde olduğunu anlayanlar

E) Mükemmel aşkı beklemenin ve aramanın boşuna olduğunu bilenler


2. Bu parçaya göre Mabel Matiz ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Kültürel ve tarihî çeşitliliği yansıtan bir sese ve anlatıma sahip olduğu

B) Türk müzik piyasasında büyük bir ilgi uyandırmayı başardığı

C) Kendisiyle özdeşleşmiş yürekli yaklaşımını Maya albümünde de sürdürdüğü

D) Modern insanın hikâyesini evrensel tınılardan çok, yerli ögelerle aktardığı

E) Uzun süre aynı başarıyı sürdüremeyeceğini savunanları haksız çıkardığı