Cevaplandı

Edebiyatımızda bütün tartışmalar, fırtınalar, kavgalar, şiir üstünde dönüyor. Herkes, ağzını şiirle açıyor; şiirle kapıyor. Bir roman yazarı olarak bazen kıskanıyorum ozanları. Öyle önemseniyorlar ki toplumumuz içinde. Biraz şiir yazmış ama ne türlü yazarsan yazsın fark etmiyor. Eski, yeni, aruzla heceyle, sanki başka bir adammış gibi karşılanıyor, değer veriliyor ona. Bu da kıskandırıyor beni gerçekten. Ozanların yazdıklarından kutsal manalar çıkarılıyor.......Oysa edebiyat şiir demek değil ki yalnız. Düzyazısız edebiyat olur mu? Hiç olmazsa Batı anlayışında olmaz. Roman, hikaye, deneme gibi türler belli bir dünya görüşünün, belli bir toplum düzeninin ürünü değil mi? Bugün bizde düzyazı içinde elime bir kerecik kalem almamış ozanlar var. Dergileri şiirle ilgili yazılar dolduruyor hep. Bunun edebiyatımızda zarar verdiğini düşünüyorum ben.
Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A)Hiç olmayacak duygu ve düşüncelerini bile şiir yoluyla ortaya konmaya çalışılıyor.
B)Onların, düşüncelerini doğrudan vermek yerine imgelerden yararlanarak gizledikleri unutuluyor.
C)Roman yazmak, deneme yazmak, hikaye yazmak uzun süreli çabalar isteyen uğraşılardır.
D)Şiir edebiyatı karşılayan bir sözcük oluyor neredeyse.
E)Düzyazı türündeki eserlerin yeterince gündeme gelmemesi niteliksiz olmalarından kaynaklanmıyor.


ÇOK UZUN OLDU KUSURA KALMAYIN ÇÖZERSENİZ ÇOOK TEŞŞEKKÜÜRLLERR