Cevap :
Özet : Osmanlı düşüncesinde modernleşmeye zemin oluşturabilecek ilk kıpırdanışlar 18.
yüzyıl başlarında görülmektedir. Yeni batı değerlerinin askerî, siyasî ve idarî hedefler olarak
şekillenmeye başladığı bu dönemde, pozitif bilimlere doğru bir eğilim de belirginleşmiş, bir
çok temel eser birbiri ardına çevrilmiştir. Türk aydınlanmasında bir uyanış devri olarak
nitelendirilebilecek olan 18. yüzyılın ilk çeyreği, tabiatıyla, mimariden ev ve bahçe
dekorasyonuna, yiyecek içecekten kılık kıyafete birçok Avrupaî unsurun hayatımıza girdiği
bir sürecin de başlangıcı olmuştur. Böylece, önce Saray, sonra sokak, dalga dalga değişmeye
ve dönüşmeye yüz tutmuştur. Bu rüzgârdan, bir bakıma hayatın aynası demek olan edebiyatın
etkilenmemesi düşünülemezdi. Lale Devri’nden itibaren özellikle şiir geleneksel sınırları
epeyce zorlamıştır.Bu çalışmada, modernleşme, önce, Avrupa ve Osmanlı eksenlerinde ayrı
ayrı değerlendirilecek, sonra da edebiyata nasıl yansıdığı sorusuna yanıt aranacaktır.