Cevap :
Sıkıntılı bir öğle sonu, Alice, kız kardeşinin omuzlarına yaslanarak yarı uyur bir halde elindeki kitabı okurken, aniden beyaz bir Tavşan görür. Partiye gitmek için giyinmiş Tavşan, cep saatına bakar ve geç kalmaktan endişe eder. Meraklı Alice, Tavşanın peşine takılır. Bir tarladan geçerlerken birdenbire ayağı bir çukura kayan Alice, çukurun içine yuvarlanır ve nihayet bir yığın yaprak üzerinde durur. Orada tekrar Tavşanı görür, fakat ona bazı şeyler sormadan önce, Tavşan Alice'i telaşla götürür ve çok sayıda kilitli kapılarla çevrili uzun bir salonda bırakır.
Alice, tekrar Beyaz Tavşanı görür. Onunla konuşmak istediği zaman, hayvan kaçar. Bu arada eldivenlerini ve yelpazesini yere düşürür. Alice, onları alır ve yelpazenin boyunu tekrar küçülttüğünü görür. Beyaz Tavşan geri döner ve çılgıncasına eldivenlerini arar. Alice'i bir hizmetçi sanan Tavşan, sert bir sesle, bir çift eldiven getirmesini ister. Alice itaat eder ve ağaçlara doğru koşar. Üzerindeki tabelâda «B. Tavşan» yazılı küçük bir beyaz evin önünde durur.Tavşanın evinde, bir çift yeni eldiven ve yelpaze bulur. Ayrıca çok cazip bir şişe de görür. Alice dayanamaz, şişenin içindekini içer ve derhal büyümeğe başlar. Bu defa, boyu öylesine uzar ki eve sığabilmek için, bir ayağını bacadan, bir kolunu da pencereden uzatır.
Alice, aniden birinin evin penceresine çakıl taşları attığını işitir. Bu çakıl taşları, küçük pastalar haline gelir ve Alice bu pastaları yiyerek küçülür. Böylece Tavşanın evinden dışarı çıkar. Ormanda koşmağa başlar ve dev büyüklükte bir mantarın yanında durur. Mantarın üstünde tembel tembel oturan bir kırkayak nargile içmekle meşguldür. Alice'e kaba bir tarzda hakaret eden kırkayak, şayet mantarın bir tarafını yerse büyüyeceğini, öteki tarafını yerse küçüleceğini söyler. Alice, ilkin, öylesine küçülür ki, çenesi ayağına değer. Paniğe kapılan Alice, mantarın diğer tarafını da yer ve boynu, bir ağacın tepesine ulaşacak kadar uzar ve oradaki bir güvercin de, Alice'i, kuş yumurtası çalan bir yılan sanarak haşlar.Alice nihayet gerçek boyunu bulur. Ormandaki yürüyüşüne devam eder. Düşes'in kulübesi önüne gelir. Burada balığa benzeyen bir hizmetçinin kurbağaya benzeyen diğer bir hizmetçiye, Kraliçe ile kroket oynaması için (tahta topla oynanan bir «yun) Düşes'e bir davetiyeyi verdiğini görür. Gürültüden ötürü zaten kendisini kimse duyamayacağından Alice, kapıyı vurmaksızm kulübeye girer ve Düşes'in, kucağındaki çocuğunu sallayarak uyutmağa çalıştığını ve bir ahçının da pişirdiği çorbaya biber koyduğunu görür. Gürültü kulağı sağır edecek derecededir ve biber de, Kraliçeyi, fena halde aksırtır. Şöminenin içinde, ağzı kulaklarına varırca-sma, esrarengiz bir tarzda gülümseyen bir Cheshire Kedisi vardır.Düşes, birazcık tutması için bebeğini Alice'e uzatır ve kaybolur. Alice küçük çocuğu susturmağa çalışırken, çocuğun ağlaması tedricen homurdanmaya dönüşür ve Alice, birdenbire kucağında bir domuz tuttuğunu görür. Hayvan, Alice'in kolları arasından kurtulur ve ormana kaçar.
Alice, partiden kaçar ve bir bahçeye gelir. Bahçıvanlar, Kraliçeyi memnun etmek için konuşan çiçekler ekmekle meşguldürler. Kraliçe, bahçıvanları, beyaz gülleri kırmızıya boyarken görür ve onların derhal öldürülmelerini emreder ise de, Alice, onları çiçek taçları arasına saklar. Bu esnada kraliyet geçit resmi başlar. İskambil kağıdından yapılmış askerler ve saray nazırları ardından Düşes, Beyaz Tavşan ve Kraliçe geçerler.Ardından kraliyet «croquet» oyunu başlar. Sopa olarak canlı flamingolar ve top olarak da kirpiler kullanılır. Kavisli kale de, geriye eğilen iskambil kâğıtlarından oluşur. Kraliçe, Alice'e bir flamingo verir ve hemen oynanmasını emreder. Oyunu oynamak mümkün değildir. Herkes aynı ânda, istediği gibi oynamaktadır. Tam kendilerine vurulacağı sırada, kirpiler çalılar arasına kaçar. Flamingo, başını kaldırarak Alice'e bakar. Kraliçe, bir kimsenin oyununu beğenmediği zaman, «Kafasını kesin!» diye bağırır ve asker kaleler yerlerinden ayrılır.Cheshire Kedisi meydanda görünerek, Alice'e oyunu nasıl bulduğunu sorar. Alice, sevmediğini söyler ve Kedi, bunun üzerine, meşhur gülümsemesiyle Krala bakar. Kral, Kraliçeye şikâyet eder ve Kraliçe de, Kedinin kafasının koparılmasını emreder. Fakat artık, meydanda sadece Kedinin kafası göründüğünden, kimse Kedinin kafasının nasıl ko-parılacağım bilmez ve Kedi de böylece kurtulur.
Alice, çaresizlik içinde oyunu terkedeceği sırada, Düşes yanına gelir, ve Aiice'i deniz kenarına götürür. Alice burada Sahte Kaplumbağa ve Grayphon adında iki hazin karakterle tanışır. Sahte Kaplumbağa, eğitim devresinde neleri öğrendiğini anlatır: Sarhoş gibi sendeleyerek bulunduğu yerde dönmek, kıvranmak, debelenmek, aritmetiğin bütün kısımları; ihtiras, dikkati başka yere çekme, çirkinleştirme ve alay etme. Bu yaratıklar, Aiice'i, Istakoz Quadrille'ye götürürler ve kûmda, onun şerefine çok hareketli bir dans yaparlar.
Onlar dans ederken, bir yargılanmanın devam ettiği haberi gelir. Kupa Bacağı (iskambil kağıtlarındaki), Kraliçe'nin tatlısını çaldığından muhakeme edilmektedir. Kraliçe, jüri kendi arasında meseleyi görüşmeden önce hükmün verilmesi taraftarıdır. Bir kaç şahit, bildiklerini söylerlerse de, bunların hiç biri muhakeme ile ilgili değildir.
yarısını kırpmak zorunda kaldım sığmadı