2. Doktorun sade kaynamış kahvesinden bir yudum alıp
koltuğuna sırtını dayamasının ardından söze girmesi ge-
rektiğini anladı. İçinde tedavinin başından beri günbegün
büyüyen, tarifi mümkün olmayan ve gittikçe kaynavin ka-
baran bir duygu vardı çünkü bacağındaki kırık kemiğin
bir türlü kaynamak bilmediği, bu röntgende de bariz bir
şekilde görülüyordu. Acaba yanlış bir tedavi mi uygulan-
mıştı kendisine? Nasıl söylemeliydi ki bunu karşısındaki
koskoca doktora? Cesaretini toplayıp tam mevzuya gi-
recekken kapı çaldı ve dosyalanı getiren görevli dışarının
hasta kaynadığını söyledi doktora.
Bu parçada "kaynamak" sözcüğü aşağıdaki anlamlar-
dan hangisine karşılık gelecek şekilde kullanılmamış-
tır?
A) Yiyecek, içecek pişmek; haşlanmak
B) Yoğunlaşmak, çoğalmak
C)Birleşmek, bir bütün hâlini almak
D)Sayıca çok olmak
E)Bir yerde huzursuzluk olmak