Cevap :
Dilin Oluşumu
Dilin nasıl oluştuğunu kesin olarak bilebilmenin bir yolu yoktur. İzleri yarım milyon yıl öncesine kadar dayanan insan yaşamına bakıldığında insanların bu işi nasıl geliştirdiklerine dair bir kanıt bulunamamıştır. Bu kanıt boşluğunda bir çok teori ortaya atılmıştır.
1) Tanrısal Teori: Allah Adem'i yaratmıştır ve Adem'in seslendirdiği her canlının ismi o olmuştur. Bir Hindu inanışına göre lisan evrenin yaratıcısı Brahma'nın eşi tanrıça Sarasvasti'den gelmektedir. Bir çok dinde insanların lisanları ile yaratıldıkları inancı vardır. Teoriye göre insan denilen varlık tek bir atadan gelmişse, insanla birlikte gelişen dil de tek bir kökenden gelmiş olmalıdır
2) Yansıma Teorisi: İlk insanlar, çevrelerindeki sesleri taklit ederek ilkel dilleri oluşturmuşlardır. Modern bütün dillerde doğal ses yansımalarına karşılık gelen kelimeler bulunmaktadır. Bu da yansıma teorisini desteklemektedir. İngilizcede splash, boom, bang bu tür yansıma kelimelerdir. Buna rağmen somut olmayan, ses olgusuna sahip olmayan kelimelerin oluşumunu bu teori ile açıklamak zordur.
3) Ünlemler Teorisi: İlk insanlar, korkularını, acılarını, sevinçlerini, ruh hallerini dışa vuran sesler oluşturmuşlar, böylece dil oluşmuştur.
4) Birlikte İş Teorisi: İlk insanlar, işleri birlikte yapmaya başlamışlar, birlikte tempo oluşturmuşlardır.
Kaynak: http://www.cerezforum.com/turkce-dilbilgisi-imla-kurallari/74169-dilin-olusumu.html#ixzz28cszgRWu
Dil, insanların birbirleri ile iletişim kurmakta kullandığı bir kavram olarak anlatılsa da dilin vazifesi bu kadarla sınırlandırılırken, dilin nitelikleri sadece bu tanıma indirgenemez. Halkın gerçek bir ürünü olan dil; oturup da bir komisyon tarafından oluşturulmuş bir kültür olgusu ve/veya kavramı değil, halkın dilden dile, nesilden nesile aktardığı bir hazinesi olarak günümüze kadar çıkagelmiştir. Bu sebeple, bir milletin dili incelendiğinde aslında geçmişten yüklü hikayeler taşıdığı, o milletin yaşayışı hakkında derin bilgiler içerdiği görülebilir ve dilin oluşumu hakkında önemli bilgiler elde edilebilir.
Bunu göstermek adına, dilerseniz biraz geçmişe gidelim ve geçmişte bir seyahat edelim. Dilimizin geçmişimiz hakkında nasıl güzel ve somut bilgiler içerdiğine hep beraber bakalım… Dilin manevi bir vatan, bir tarih abidesi ve toplumların kültürleri adına nasıl bir somut olgusu olduğunu hep beraber anlayalım.
Hiç ilgilenmemiş olsak bile tarih bilgilerimiz bize atalarımızın hayvancılıkla geçindiği, at üstünde hareketli bir toplum olduğu, Orta Asya’da denizlerden uzak topraklarda yaşadığı konusunda bilgiler verir. Yerleşik hayata çok sonraları geçtiğimiz de hepimizin bilgisi dahilinde olduğu tarihi bir gerçektir. Tüm bu yaşanılanların dilimizde o kadar güzel etkileri vardır ki… Sanırım anlatımda kolaylık olması açısından madde madde sıralamak anlamlı olacaktır.