10+ane Burda kis BEYAZ ALIN somutisim bulun Kami akan dişi kurtavlanmak üzere yerinden kalktı. Üç yavrusu, koyun koyuna girmiş, birbirlerini ısıtarak derin bir şekilde uyuyorlardı. Dişi kurt onları yaladı ve yoluna gitti. Bahar gelmişti aylardan marttı, fakat ağaçlar hála aralık ayındaki gibi soğuktan çatırdıyordu; öyle ki dilini dişan çıkarsan ısınılmış gibi sızlardı. Dişi kurdun sağlığı zayıftı, evhamlıydı da: ufacık bir gürültü duymasın, titre- yvenir, yokluğunda birinin gelip yavrularına zarar vermesinden korkardi insan ve at izlerinin kokusu, ağaç kü- mükleri, odun yığınlanı ve gübrelenmiş yol korkuturdu onu; ağaçların arkasında, karanlıkta insanların durduğunu we ormanın gerisinde bir yerde köpeklerin uluduğunu sanırdı. Artik genç değildi ve sezgileri zayıflamıştı, öyle ki tilki izini köpek iziyle karıştırabiliyor. hatta bazen sezgilerinde anılarak yolunu kaybedebiliyordu; oysa gençliğinde hiç gelmezdi başına bu. Sağlığı kötü olduğundan, buzağı e büyük koyun avlayamıyordu eskisi gibi; at ve fayların da çok uzağından geçip gidiyordu. Bir tek leşle besleni- or, taze etin yüzünü ise pek seyrek görebiliyordu; ancak bahar geldiğinde rastgeldiği tavşan yavrularını kapıyor de hoylülerin ahırlarına sokulup kuzularını çalıyordu. Kurdur ininden dört kilometre uzaklıkta, posta yolunun kenarında bir kışlak vardı. Orada İgnat adında bir kçi kaliyordu; yetmiş yaşında, devamlı öksüren ve kendi kendisiyle konuşan bu ihtiyar adam, genellikle gece- uyor, gündüzleri ise avcı tüfeği ile ormanda gezip tavşanlara ıslık çalıyordu. Önceden makinistlik yapmış maliydi, çünkü durmadan önce "Makine, dur!"; yürümeden önce de "Tam yol!" diye bağırıyordu. Ignat'ın ndaki cinsi belirsiz, dev gibi kara köpeğin adı Arapka idi. Fazla uzağa koştuğunda bekçi ona, "Geri dön! e sesleniyordu. Bazen şarkı da söylüyordu Ignat; o zamanlar şiddetle yalpalıyor, yere düşüyor (Dişi kum árdan düştüğünü sanıyordu.) ve "Raydan çıktım!" diye bağırıyordu. Dişi kurtiyaz ve güz aylarında kışlağın çevresinde bir koç ve iki genç koyunun otladıklarını hatırlıyordu; ya an önce oralardan geçerken meleme sesi yükseldiğini duymuştu ahırdan. Işte şimdi de kışlağa yaklaşı ayının geldiğini ve bu mevsimde ahırda mutlaka kuzu bulunacağını düşünüyordu. Açlık çekiyordu yu nasıl bir iştahla yiyeceğini düşündükçe dişleri birbirine vuruyor, karanlıkta gözleri iki ateş parças Hiryardu. mar in harap kulübest, ahını, ambar ve kuyusu kar yığınlarıyla çevriliydi. Ortalık sessizdi. Arapka, ar a uyuyor olmalıydı. burda 10 tane somut soyut tekil çoğul topluluk işim bulun