Edebiyat odevim için bir hikaye yazdım. 9. Sınıf için sizce uygun mu
Fuat sabah erkenden kalktı. Kervanı ile yola çıkmak için gereken son işleri yerine getirdi. Kervanın eksiklerini tespit etmek kardeşi Fırat ın işiydi ama onun bu işi azıcık bile ciddiye almadığına emindi. Yapsa bile ya yarım yamalak yapar ya da yanlış yapardı. Fuat ona zorluk çıkarsa da kendisinden birkaç yaş küçük kardeşine kızmıyordu. Fırat'a her zaman mallarından daha fazla önem verirdi.
Fuat herşeyin hazır olduğundan emin olduktan sonra kervana atladı ve yolculukları başladı. Yol boyunca pek tuhaf olaylara rastlamazlardı. Hatta yolculuk bu iki genç için sıkıcı geçerdi. Asıl ilginç olaylar genelde gittikleri kentlerde başlarına gelirdi.
Fuat şehire geldiklerinde kervanı durdurdu. Pazar yerini bulmaya ve malları satmak için uygun yer bulmaya gitti. Kervanı da Fırat a bıraktı. Pazar alanını bulduğunda bir süre uzaktan çevreye baktı. İşlek bir yer olduğu hemen göze çarpıyordu. Haliyle satıcı tezgahları da dopdoluydu. Pazarın bir kısmında köleler satılıyor diğer tarafında gıda, madeni para, eşya alışverişi yapılıyordu.
En çok insanın olduğu batı tarafında bir tane boş tezgah bile kalmamıştı. Fuat yoğunluğun biraz daha az olduğu doğu tarafına doğru yürüdü. Bir iki tane boş tezgah vardı ve her an kapılabilecek gibi gözüküyordu. Fuat tezgahin sahibi olduğunu düşündüğü adamın yanına gitti. Adamın giyiminden maddi durumunun iyi olduğu belliydi. Fuat anlaşmasını yaparak tezgahı kiraladı ve Fırat ın yanına döndü. Malları çıkardılar ve tezgaha kadar taşıdılar. Bu iş her zaman zor oluyordu ama kazanması zevkliydi. Ayrıca Fuat ve Fırat ın kentinde birçok kaliteli malzeme olduğu için malları mutlaka satilirdi.
Tezgahın üstüne eşyaları özenle dizdiler ve beklemeye başladılar. Bir günün sonunda Fuat ne kadar kazandıklarını hesapladığında ellerine çokça para geçtiğini iyice anladılar. Fuat sesli saymayı bitirdiğinde Fırat heyecanla abisine "En son ne zaman bu kadar kazanmıştık?"dedi. Fuat buna hiçbir cevap veremezdi çünkü bugüne kadar böylesine bir paranın ellerine geçmesine daha önce gittikleri yerlerde imkan yoktu.
Bu yüzünden planladıklarından daha da uzunca bir süre şehirde kalmaya karar verdiler. Üçüncü gün Fırat batı tarafındaki bazı tezgahların olmadığını gördü ve Fuat'a kendi tezgahlarının yerini değiştirip degistiremeyeceklerini sordu. Fuat biraz heyecanlanarak malları batı tarafına taşıdı. Fırat ta arkasından koca tahta tezgahı sürüklüyordu.
Yerlerini değiştirdikten sonra bazı doğu tarafındaki satıcılar arkalarından kufrettiler ama ne Fuat ın ne de Fırat ın umurlarında değildi.
O gün önceki iki güne göre çok daha iyi bir satış yaparak kervanı bıraktıkları yere döndüler. Dördüncü günün çok erken saatlerinde tezgah ile ilgili saçma bir kabus gördüğü için daha gün ağarmamışken pazar alanına gitti.
Beklentisini çok yüksekte tutmamaya gayret ederek beklemeye başladı. Yaklaşık 1 saat kadar sonra da Fırat yanına gelmişti. Sohbet ediyorlar ve bu şehirdeki somurtkan pazarcilar hakkında kendi aralarında fisildasiyorlardi.
Yavaş yavaş insanlar pazara gelmeye başladığında ileriden bir ses Fırat ın dikkatini çekti.
"Sende duydun mu?"
"Neyi?"
"Gürültüyü. Sanki birşey parçalıyormuslar gibi."
"Hayır duymadım ."
Fuat normal bir şekilde işine devam ederken Fırat aynı sesi ikinci defa duydu, sonra üçüncü, dördüncü ve beşinci kez...
Ses her geldiğinde arttığı için pazardakikerin de dikkatini az çok çekmişti. Sonra bağirisma sesleri ile iki adam birbirlerine yumruk attılar. Kimse ne olduğunu anlamaz iken kavga diğer insanların araya girmeye çalışmasıyla büyümeye başladı. Hatta bir zaman sonra öyle bir siddetlendi ki ortalık insanlar tezgahları parcalıyorlardi. Fakat şuan kavga sadece doğu tarafindaydi.
Fuat daha çok kavga değilde bir isyan gibi görünen olaya müdahale etmek istemediği için Fırat a işaret ederek malları toplamasını söyledi. Bu kavganın batı tarafına da sicrayacagindan hiç şüphesi yoktu ve böyle bir durumda kendilerine veya mallara zarar gelmesini istemezlerdi.
Fuat ve Fırat onca malı toplamaya uğraşırken kavga hem batı tarafına taşınmış hemde kanlı bir boyuta geçmişti. Şuan önlerinde rahatlıkla sayabilecekleri birsürü yaralı vardı ve insanlar birbirlerine anlamsizca zarar vermeye devam ediyorlardı.
Kardeşler en sonunda yuklerinin çok ağır olduklarını ve tasiyamayacak kadar çok malın olduğunu bildiklerinden bir çuval dolusunu alıp gittiler. Kervana hızlıca döndüler ve bu şehirden ayrılmak için hazırlıklara başladılar.
Fuat ogle ortasında kervan yolculukları için yanına erzak almaya gittiğinde kavganın şehir içine de yayıldığını görmüştü. Bu yüzden şehire yakın bir köye gitti ve eksiklerini tamamladı. Satıcı yaşlı nazik bir adamdı. Beyaz kirli saçlara ve seyrek bir sakala sahipti. Yaşlı adam şehirde ne olduğunu sordu. Fuat kısaca özetleyerek anlattı. Güler yüzlü adam biranda kaslarını catmis ona bakınca Fuat şaşırmıştı. Yanlış bir şey dediğini düşündü. Adam arkasına yaslandı ve sabah dükkanına gelen iki kişiden bahsetneye başlad;
"Durmadan bibirlerine hakaret etmeye başladılar. Eski tanıdıklarım oldukları için onlarla konuşmayı denedim ama dediğim hiçbirşeyi dinlemediler. Birisi mallarını kaçırmakla öbürü parasını vermemekle suçluyordu birbirlerini. Ama ne tuhaftır ki ellerinde ne değerli birşey olurdu ne de para.. öyle bir drama sergilediler ki senelerdir tanimasaydim inanacaktim. Biraz maddiyat için aklınca kurnazca birşeyler üretmeye çalıştılar. "
Fuat olayın yaşlı adamın söylediği gibi olup olmadığından emin değildi. Ama adamın dediğine katılıyordu. Biraz maddiyat uğruna pazarda herkes birşeyler uyduruyordu ve çoğu insan bazen mecburen alıyormuş gibiydi. Fuat satışlarının neden arttığını şimdi anlamıştı. Çünkü koskoca pazarda malı olduğu gibi kilifsiz satan tek kişioydu.
Akşam üzeri gibi Fırat abisine acele karar verip vermediklerini sordu. Çünkü bu şehirde 2 yılda kazandıklarının 3 katını kazanmışlardı ve Fırat kolay parayı kaçırmak istemiyordu. Fuat onu duymazdan geldi. Fırat buna biraz bozulmuştu ama omuz silkti. Yol almaya başladıklarında Fırat acele ettiklerini düşündüğün söyledi. Fuat kardeşine döndü ve gözlerinin içine baktı.
"Biz tüccarız kardeşim. Paranın kölesi olmayız parayı biz döndüruz. Bunun aşağısında kalacağıma elim boş dönerim daha iyi."