Küçük istavrit, yiyecek bir şey sanıp hızla atıldı kapariye. Önce müthiş bir acı duydu dudağın gümbür gümbür oldu yüreği. Sonra hızla çekildi yukarıya. Aslında hep merak etmişti denizlerin tünü, neye benzerdi acaba gökyüzü? Bir yanda büyük bir merak, bir yanda ölüm korkusu... "Dudağı yanıklar" denir, şanslıdır on hani görüp de gökyüzünü ve insanı, oltadan son anda kurtulanlar. Ne çare, balıkçının parma acımasızca kavradı onu; küçük istavrit anladı, yolun sonu. Koca denizlere sığmazdı yüreği şimdi yüzerken küçücük yeşil leğende, cansız uzanıvermiş dostlanna değiyordu minik yüzgeci İnsanlar gelip geçtiler önünden, bir kedi yalanarak baktı gözünün içine. Yavaşça karardı dün başı da dönüyordu. Son bir kez düşündü derin maviyi, beyaz mercanı, bir de yeşil yosunu. İşte tam o anda eğilip aldım onu; yürüdüm deniz kenanna, bir öpücük kondurdum başına damla gözyaşından ibaret sade bir törenle saldim denizin sulanna. Bir an öylece bakakaldı, son sevinçle daldı gitti. Tüm kederimi söküp atarak teşekkürü de ihmal etmemişti; birkaç değerli pulu elime, avuçlanma bırakarak. Balıkçı ve kedi şaşkın baktılar yüzüme. Sorar gibiydiler: "Neden yaptın bunu, niye?" Aşa "Bir gün..." dedim. "Bulursam kendimi yeşil leğendeki küçük istavrit kadar çaresiz, son a (7) kadar hep bir umudum olsun diye." B. Aşağıdaki sorulan metne göre yanıtlayınız. Felsefe Diyarından Hikmet Yurdu ( Bilgelik Hikaye (D haz.: Cevdet KL (



Arkadaşlar bu metindeki fiilleri bulup hangi kip olduklarını yazarmısınız?​