“İki çeşit ağaç vardır: Birisi ormandaki ağaç, ötekisi açıklık kırda tek başına duran ağaç... Kırdaki tek başına duran ağaç ilk bakışta göze çarpar. İlk bakışta insanı hayrete düşürür. Ancak bir bakarsınız, iki bakarsınız, gözünüz gitgide alışır ona. Onun yalnızlığındaki "kahramanlık" gitgide kaybolur, gitgide mahzunlaşır. Biraz daha dikkat ederseniz tek başına kırda duran ağacın bütün basit faciası gözümüzün önünden geçer. O, kirin dümdüz açıklığında komikleşir. Kışın sıska kollarıyla bir başına titreyen, yazın bir avuç gölgesinin başında neyi ve neden beklediğini bilmeden dikilip duran bu tek ağaç zavallıdır.
Ormandaki ağaç, kırdaki ağacın büsbütün tersidir. İlk bakışta gözünüze çarpmaz. Ancak onun güzelliğini her bakışta biraz daha anlarsınız. Bütün ormanın ahenginde o ahengi tamamlayarak ancak kişiliğinden hiçbir şey kaybetmeyerek yaşamaktadır. Orman onu; o, ormanı güzelleştirir; kuvvetlendirir. Kışın, kolları öteki kolların yanında olduğu için onda üşümenin komikliği yoktur. Yazın, gölgesi öteki gölgelerden ayrı, ancak öteki gölgelere karıştığı için bir büyük yeşil serinliğin kaynağı halindedir. İki çeşit ağaç vardır, dedim. İki çeşidini de yazdım. İsterim ki, oğlum ormandaki ağaca benzesin.”(Nâzım Hikmet RAN)
1. Yukarıdaki parçaya göre “ormandaki ağaç” ve “kırda tek başına duran ağaç” hangi tür insanları temsil etmektedir? (10 p.)
2. Yazar, oğlunun hangi ağaca benzemesini istemektedir? Nedenini kısaca açıklayınız. (5 p.)
3. Bu parçadan bize verilmek istenen ana fikir (bize verilmek istenen mesaj) nedir? (10 p.) (Ana fikir bir cümle olmalı, bir düşünce ifade etmelidir.)