Cevap :
Cevap:
Dokuz yaşındaki Max, sabah uyandığında içinde büyük bir boşluk hisseder: huzurevinde yaşayan büyükbabasının eksikliğidir bu. Kötü bir yerde değilse bile, onun çok uzağındadır. Üstelik hafızası günden güne yitip gitmektedir. Max, yine özlem ve hasret duygularıyla boğuştuğu bir gün, deli cesaretine sığınarak büyükbabasını kaçırmaya karar verir. Kırlara koştukları o mutlu saatlerde, büyükbaba ve torunu Ay ile Güneş’in sonsuz ve hafızasız dansına tanıklık ederler. Hem de birbirlerini ne kadar sevdiklerini asla unutmayacaklarından emin olana kadar…
Birini sevmek için mutlaka onu görmek gerekmediğini hatırlatan bu duygusal öykü, saf sevginin en büyük unutuşlara bile karşı koyabileceğini gösteriyor.
Duyumsattığı hislerle kitapseverlerin kalbindeki sıcaklığı arttıran Gecen Gündüzüm Olsa, her gece görünmese de Ay’ın hep orada olduğunu bilenlerin yolunu aydınlatıyor…