Cevap :
Suyun niteliği anlatılırken tadının ve kokusunun olmadığı söylenir.
Ama bir yaz günü içtiğimiz suyun şekerden bile tatlı olduğunu hepimiz biliriz.
Her yerde mevcuttur.Bomboş ve taş duvardan yapılmış bir oda içinde dursak bile su vardır.
Nerede mi?Kendimizde.Zira bizlerin % 65’ini su oluşturur.
Bu oran patateste %80,domateste %95’e çıkar.
Pekçok sıvı madde donduğunda %10 kadar hacim kaybeder.
Su da öyledir,ama bir bakıma da öyle değildir.
Zira tam donma noktasında ilginç bir fiziksel özellik kazanarak genişler.
Donma işlemi bitip katılaştığında eskisinden %10 daha hacimlidir.
Buzun bu niteliği çok önemlidir.Zira suyun üzerinde kalmasını sağlar.
Sebebi ise sudan daha az yoğun oluşudur.
1 dm3 buz,0,9 dm3 kısmı su yüzeyinin altında kalmak üzere suya batar.
Batan kısım nedeniyle 0,9 dm3 su ile yer değiştirir.
Yer değiştiren su 1 dm3 buzun tamamı kadar ağırlıktadır.
Böylece su,buzu,0,1 dm3 kısmı suyun üstünde kalacak şekilde yüzdürür.
Tersi olsaydı,yani buz batsaydı,göller ve denizler diplerinden başlayarak donarlardı.
Bir oksijen atomu ile ona bağlanan iki hidrojen atomu su molekülü oluşturur.
Oksijen yanmayı sağlayan elementtir.Hidrojenin bizzat kendisi yanıcı özelliktedir.
Yanmaya eğilimli bu iki element uygun oranda birleşince ateş söndürücü hale gelmiş olur.
Hidrojen atomları oksijen atomlarına sıkıca bağlanırlar.
Ama diğer su molekülleri ile de gevşek bağlar kurarlar.
Bir su molekülünü işaretleyip onu gözlemlediğimizi düşünelim.
Onun bağlı olduğu molekülü bırakıp diğerine bağlandığını görürdük.
Kısa bir süre sonra onu bırakıp bir başkasına bağlanacaktır.Böyle sürüp gider.
Bir bardak içindeki suyun sakin bir şekilde duruyor gözükmesi aldatıcıdır.
Oysa içindeki herbir molekül bir saniye içinde milyarlarca defa başka molekülle bağlantı kurar.
Moleküllerin birbirleriyle sağlam olmayan bağlantıları aynı zamanda güçlü olmalarını da sağlar.
Suyun yüzeyindeki direnç bu nedenle oluşur.
Bir su birikintisinin yüzeyindeki moleküller,alt ve yan taraflardaki moleküller ile bağlantılıdır.
Ama bunların bağlantıları,üst taraflarındaki hava molekülleri ile oluşturdukları bağlardan daha güçlüdür.
Bu bağlılık,bir böceği taşıyabilecek kadar güçlü bir zar yaratır.
Eğer yüzme havuzuna karınüstü atlarsak bu zar direnci yüzünden göbeğimiz acır.
Bilimadamları yerküredeki su miktarının 1,3 milyar kilometreküp olduğunu söylüyor.
Bu miktar sabittir,eksilmez veya artmaz.Bunun büyük kısmı okyanuslara aittir.
Nicelik olarak belirtirsek,yeryüzündeki bütün suların %97’si denizlerde bulunur.
Geriye kalan %3 miktarındaki su tatlıdır,onun da çoğu buz katmanları halindedir.
Saunalar ve soğuk su havuzları
jakuziler
Buhar banyoları
Çamur banyoları
Deniz yosunu banyoları
Bitki banyoları
Hortumla basınçlı su tedavileri
Küvet banyoları
Tuzla ovularak yapılan banyolar
Mide ve kulak temizliğinde
Barsak lavajlarında su kullanılır.
Genel olarak tüm bedenin iç ve dış temizliğinde toksinlerden arınmada da su çok güçlü çözücü etkisi nedeniylekullanılmaktadır.