Cevap :

MLeek
BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİĞİN TANIMI VE ÖNEMİ  

 

BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİĞİN TANIMI 
                     VE ÖNEMİ

 

Biyolojik çeşitlilik terimi özellikle son yıllarda çok sık kullanılmaya başlanmıştır.Bir yörede yetişen, yaşayan canlıların (mikroskobik-mikroskobik) tümü o yerin biyolojik çeşitliliğini oluşturur. Diğer bir deyişle biyolojik çeşitlilik “Yeryüzündeki Yaşamın Çeşitliliği” olarak da tanımlanır. Bu terim bazı yayınlarda Biyolojik Zenginlik şeklinde de ifade edilmektedir.

 

Özellikle 20 yy. da dünyanın insan popülâsyonunun hızla artarak yüzyılın sonunda 6 
Milyar’a ulaşması, bu nüfusun beslenmesi için alınan önlemler (aşırı sulama, gübre, 
pestisid kullanımı vb.) yanında diğer modern gereksinimlerinin de karşılanması için 
gerekli bütün konuları kapsayan sanayileşme, önemli çevre orunlarını 
da birlikte 
getirmiştir. Bu sorunların 
ortaya çıkardığı sonuçlar çevreye ve onun önemli bir öğesi 
olan canlı Organizmalara etki etmiş ve jeolojik devirler içinde değişik ekolojik olaylar 
sonucu 
ortadan kalkan canlı türlerindeki azalış, son yüzyılda insanın neden olduğu çevre 
sorunları sonucu 
gittikçe şiddetlenerek artmaya başlamıştır.

 

Bu nedenledir ki, önceleri bilimsel yayınlarda söz edilen çevre sorunları ve bunlarla sıkı ilişkili olan biyolojik çeşitlilik veya zenginlik kavramı, özellikle 1980li yıllardan sonra politik metinlerde bile kullanılmaya başlanmıştır.

 

Çeşitlilik, biyolojik sistemlerin en önemli özelliklerinden birisidir. Cansız olan madde ve parçaçıkların sayısı sınırlı olmakla birlikte, canlıların yapıları ve çeşitleri çok fazladır. Bir hücreli canlılar bile bir elektron mikroskop altında incelendiğinde yapısında akıl almaz bir çeşitlilik fark edilir. Canlı türlerinin sayısı üzerindeki tahminler ise 5 ile 50 milyon adet arasında değişmektedir. Bu da bir yerin biyolojik zenginliğini oluşturan canlı organizmaların ne denli zenginolduğunu göstermektedir.

 

Tahminler bu kadar olmakla birlikte halen bilim alemine tanıtılan canlı türlerinin sayısı 1.7 milyon tür civarındadır. Çok sayıda tür yeni keşifleri beklemektedir.

 

Biyolojik çeşitlilik kavramı, komplex yapısından dolayı zor anlaşıldığı içinbaşlangıçta tür zenginliğini açıklamak için kullanılmıştır. Zamanımızdaki modern kapsamında biyolojik çeşitlilik kavramı içine:

a)  Genetik çeşitlilik,

b)    Tür çeşitliliği,

c)   Ekolojik (yaşam alanlarının ) çeşitlilik, girmektedir.

 

A. Genetik Çeşitlilik:

Bu kavram “Türler ve populasyonlar arasında ve içindeki kalıtsal varyasyonlardırşeklinde tanımlanabilirse de bazı yazarlar “bir türün gen havuzundaki kalıtsal bilgininçeşitliliği, zenginliği ” olarak da tanımlamaktadırlar.

 

Türlerde genetik bilgiler olağanüstü boyuttadır.

 

Genlerin sayısı bakterilerde 1000, mantarlarda 10.000, Çiçekli bitkilerde ise 400.000 in üzerindedir. Memelilerden olan ev faresinde (Mus musculus) yaklaşık 100.000 gen vardır.

 

 

Her türde bulunan genetik bilgiler doğal seleksiyonun çok uzun ve komplex sürecinin bir sonucudur. Bu genler, şartlar değişince, mutasyona: değişimeuğrayabilir. Türlerin belirli şartlara uyum sağlaması için genetik çeşitliliklerinin çok olması gerekir.

 

İnsan etkisi ile doğal canlıların popülâsyonları parçalanmakta ve ufalmaktadır. Ufalan bu popülâsyonlarda kaybolan fertlerdeki genetik bilgiler bir daha geri gelmemek üzere ortadan kalkmaktadır. Özetle genetik çeşitlilik yenilenemeyen kaynaklardandır.

      

B. Tür Çeşitliliği:

 

“ Belli bir alan içindeki farklı türlerin sayısı ve sıklığı” olarak tanımlanır. Canlılığın dünya yüzünde meydana çıkışı yaklaşık 3.5-4 milyar yıl kadar öncedir. Bu süreiçinde dünya çeşitli jeolojik devirler geçirmiş ve bu devirlerde değişik bitki ve hayvanlar dünya yüzünde yaşamış ve bazıları (örneğin Dinozor’lar) doğal sebeplerle ortadan kalkmıştır.

 

Dünyada bütün jeolojik zamanlar içinde 10.000 kadar çıplak tohumlu bitki (Gymnospermae) yaşadığı bilinmekte ise de zamanımızda bu bitki grubundan ancak 800 tür yetişmektedir.

 

Bir yöredeki tür zenginliği konusunda 2 ana kural geçerlidir:

 

Çevre koşulları ne kadar çok değişken ise o yörede bulunan türlerin sayısı da o kadar çoktur. Ancak tür popülâsyonları içinde birey sayısı azdır.

 

Çevre koşulları ne kadar tek yönlü ve değişken değil ise o yöredeki toplam tür sayısı azdır. Ancak tür popülasyonları içinde birey zenginliği görülür.

 

C. Ekolojik (Yaşam Alanlarının) Çeşitliliği:

 

Ekolojik çeşitlilik belirli bir bölgedeki farklı ekosistemler, tür toplulukları ve bu tür topluluklarının içindeki tür sayıları olarak tanımlanmaktadır.

 

Bir ülke ve yörede habitat şartları, yaşam ortamları ne kadar çeşitli ise bu zenginlik o yörede yaşayan, yetişen türlerin çeşitliliğine de etki eder. Örneğin orta Anadolu bölgemizde yaygın olan bozkır ekosisteminde dağ ve ova bozkırları bulunur ki bu iki farklı ekosistemin canlıları birbirinden farklıdır.

 

Bu iki ana sistem dışında özellikle Tuz gölü çevresinde, gölün etrafını bir kuşak gibi çeviren tuzcul alanlarda ise, tuz seven (halofitik) bitkilerden.oluşan farklı bir vejetasyon kompozisyonuna rastlanır. İşte bu yaşam alanı farklılığı orta Anadolu flora ve vejetasyonunu zenginleştiren unsurlardan birisidir.

 

Ülkemiz, geneli çok çeşitli ekosistemlerin veya ekolojik açıdan farklı özellikteki (orman, bozkır, tuzcul, çeşitli özellikte su ortamları, tatlı, tuzlu, eksi su gölleri, nehirler, denizler, ova, kumul, ağ vb.) sistemlerine sahip bir ülkedir. İşte bu farklılık, çeşitlilik ve zenginlik, tür çeşitliliğine de yansır ve bu özelliği nedeni ile Türkiye, “biyolojik çeşitlilik açısından, bir ülkeden çok bir kıta özelliği gösteren ülkelerden” birisi olarak bilinir.