Cevap :
Galatasaray Lisesi
Devlet adamı yetiştirmek amacıyla Sultan İkinci Beyazıt tarafından 1482'de kurulan mektep, adını kurulduğu bölgeden alır ve Galata Sarayı olarak anılmaya başlar.Okul modern konumuna 1 Eylül 1868'de Sultan Abdülaziz döneminde kavuşur.Okul'un yeniden yapılanmasıyla birlikte, Türkiye'de de gerçek anlamıyla ilk sportifçalışmalar başlamış olur ve okulda Beden Eğitimi dersi jimnastikçi 'Monsieur Curel' tarafından eğitim programına konur.
ANSİKLOPEDİ HARİTA RESİM TARTIŞMA Galatasaray Lisesi??
Mekteb-i Sultanî (Galatasaray Lisesi)
Devlet adamı yetiştirmek amacıyla Sultan İkinci Beyazıttarafından 1482'de kurulan mektep, adını kurulduğu bölgeden alır ve "Galata Sarayı" olarak anılmaya başlar. Okul modernkonumuna 1 Eylül 1868'de
Sultan Abdülaziz döneminde kavuşur.
Okul'un yeniden yapılanmasıyla birlikte,
Türkiye'de de gerçek anlamıyla ilk sportif çalışmalar başlamış olur ve okulda Beden Eğitimi dersi jimnastikçi 'Monsieur Curel' tarafından eğitim programına konur. Bu atılımlar gerçekten bir devrim niteliği taşımaktadırlar. Curel, modern aletler eşliğinde çalıştırdığı öğrencileri sportif açıdan geliştirirken, onlar için Kağıthane'de bir idman Bayramı düzenler. Yıl 1870'tir. Bu etkinlikte başarı gösteren sporcular değişik ödül ve madalyalar kazanır ve yarışmaların sonunda öğrencilere "kuzulu pilav" verilir. Bu da, sonraki yıllarda bir başka geleneğin başlangıcını oluşturur.
Galata Sarayı Humayun Mektebi adıyla kurulan kurum,
enderuna (saray mektebi) üst düzeyde eğitimli görevli yetiştirirdi. Bu yüzden Mekteb-i Sultani olarak da anılır.
O yıllarda
enderun,
Osmanlı sarayında
padişahın günlük yaşamını geçirdiği, sarayın eğitim birimlerinin,
kütüphanenin,
hazine odasının yer aldığı büyük bahçe içine kurulu bir kompleksti. Burada, başta
padişah olmak üzere,
saraydaki diğer görevlilerin danışabileceği, birçok alanda bilgi sahibi kişiler hizmet vermekteydi. Bu kişilerin eğitimi ise
15. yüzyıl sonundan (
1481)
18. yüzyıl (
1715) başlarına kadar işlevini sürdüren
Galata Sarayı Ocağı'nda veriliyordu.
Evliya Çelebi'nin aktardığı üzere;
II. Beyazıt (
1481 -
1512) bir kış günü
Galatasırtlarında avlanırken son derece bakımlı büyük bir bahçe içinde köhnemiş küçücük bir kulübe görür. Kulübenin sahibi
Gül Baba ile tanışan padişah, onu bahçeye gösterdiği özenden dolayı ödüllendirmek ister ve
Gül Baba'nın isteği üzerine bu bahçeye bir mektep ve bir darülşifa (hastane) yaptırır.
Hikâye her ne kadar bize okulun bir dilek üzerine kurulduğunu söylese de biz biliyoruz ki
İstanbul'u alan
Fatih Sultan Mehmed,
antik kültürün izlerini taşıyan bu şehirde kuracağı devletin
payidar olabilmesi, meselâ bir Bizans İmparatorluğu gibi bin yıl yaşayabilmesi için, önceki
kültürleri araştırmakta ve sürekli verdiği talimatlarla çevrilen klasik eserleri okumaktaydı. İşte bunlardan biri olan
Eflatun'un (
batıda kullanılan ismiyle
Platon; MÖ 427 - 347) "Devlet" adlı eseri, devleti ancak filozofların yönetebileceğini yazmaktadır. Peki Osmanlı'nın yükselmeye başladığı o yıllarda devleti yönetecek filozoflar nasıl yetiştirilecekti? Saray Okulu vardı ancak bu okula gelecek öğrencilerin ilk ve orta öğrenimleri nerede verilecekti? İşte bu düşüncelerin neticesinde, II. Bayezıd, babası Fatih'in idealindeki okulu " Galata Sarayı Ocağı" adıyla kurarak Osmanlı Saray eğitiminin önemli bir parçasını oluşturmuş oluyordu.