Cevap :
Olimpizm bir yaşam felsefesidir. Bedene iradeye ve zihne özgü nitelikleri yücelterek dengeli bir biçimde bütünleştirir. Olimpizm sporu kültür ve eğitimle kaynaştırarak çaba göstermenin iyi örneklerin eğitsel değerinin ve evrensel temel ahlak ilkelerine saygının verdiği mutluluğa dayalı bir yaşan biçimi yaratmayı amaçlar. Olimpizmin amacı, sporun heryerde uyumlu insan gelişmesine hizmet etmesine sağlamak bu yolla insan saygınlığını titizlikle koruyan barışçıl bir toplumun yaratılmasında özendirici rol oynamaktadır. IOC'nin önderlik ettiği olimpik hareket çağdaş olimpizm düşüncesinden kaynaklanır. Olimpik hareketin amacı dünya barışına ve daha iyi bir dünyanın yaratılmasına katkıda bulunmak üzere gençliği hiçbir ayırım gözetmeden ve birbirini anlamaya dostluk dayanışma ve FAİR-PLAY anlayışına gerektiren olimpiyat ruhu içinde spor ile eğitmektir. iç içe geçmiş 5 halka ile simgelenen olimpik hareketin etkinliği evrensel ve kalıcıdır. 5 kıtayı kucaklar bütün dünyadan sporcuları büyük spor şöleni olan olimpik oyunlarda bir araya getirerek doruk noktasına ulaştırır. Olimpizmin ve sporun katkılarını anlatarak çocuk ve gençlerin spora katılımına teşvik etmek, olimpiyat oyunlarının dünyada barış kardeşlik ve mükemmellik kavramlarını nasıl geliştirdiğini göstermek ve olimpiyat oyunları organize etmenin ülke gençliğine ve kalkınmaya ne gibi katkılarda bulunduğunu anlatmak TMOK ( Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi) 'nin görevidir.
Spor ruhu:
Olimpizm, beden becerisi ile birlikte insan aklının ve kişiliğinin gelişmesi hedef alan ve böylece insanın tüm niteliklerini simetrik biçim ve uyum içinde gelişimini hedefleyen bir yaşam felsefesidir. Temel amacı, spor yoluyla insanları eğitmek, karakteri kuvvetli, ahlakı sağlam, yetkin insanı yaratmaktır. Olimpizm, erdemliği, fiziksel ve zihinsel güzelliğin bileşimini temsil eder. Olimpizm, ayırt etmeden tüm dünyayı kucaklar, karşılıklı saygıyı, işbirliğini, tüm insanların kardeşliğini amaçlar. Eşit koşullar altında dürüst, dostça rekabeti ve kurallara bağlı yarışmayı hedefler. Olimpizm, insan gayretine en yüce değeri verir. Ne bir din, ne bir sosyal doktrin ne de sosyo-ekonomik sistemdir. Uluslar, ırklar, politik sistem ve sınıflar arası hiçbir ayrımı kabul etmez ve uluslar arası barışın ve anlayışın gelişmesine yardım eder.Olimpik felsefe, sporu, kişinin istencine hakim ve sevecen olmasında bir aracı olarak görür. Birey bu yolla ahlakını, düşünülerini ve bedenini yüceltir. Sporcuların herkesin gözünde yüksek bir karakter örneği olmasını öngörür. Spor, içinde yaşadığı toplumun çelişki ve özelliklerini olduğu gibi yansıtan bir ayna, yerine göre onu yönlendirebilen etkili bir araçtır ve toplumların önemli bir dinamiği oluşturur. Bu dinamiği doğru yönlendirmek sporu yapanlar, yönetenler ve izleyenler sayesinde olur. Fakat, ülkemiz insanının spor ile olan ilişkisi genelde izleyici, taraftar boyutundadır. Taraftar gruplarını oluşturanlar ve sporu yönetenler genel olarak spor yapmayan insanlardır. Spor kültürüne sahip olmadıkları için olaylara kendi takım gözlüklerinden bakarlar. Son yılda futbolda şike konusunda G.S-F.B çekişmesi bu nedenledir. İki büyük kulübün başkanları yan yana gelememektedir. Sporun insan sağlığı ve insan gelişimi için ne oranda önemli olduğunun bilincine varmayan olimpik felsefeden yoksun bu kesim sporu savaş olarak görür varsa yoksa kazanmaktır. Sporun erdemleri onlar için önemli değildir. Bugün bu ülkedeki en büyük futbol takımlarında hangi oyuncunun oynatılması gerektiği, hangi sistemle oynanması gerektiğini, bir mesleği ve işi olmayan kahve köşelerinde zaman harcayan çok sayıdaki insanımız o takımın teknik direktöründen daha iyi bildiğine inanmaktadır. Ne yazık ki kulüp yöneticilerimizin de çoğu böyle düşünmektedir. Bu da spor gibi bilimin tüm alanları ile içli dışlı olmuş bir alanın küçümsenmesine neden olmaktadır. Ülke insanımız sporun bir yaşam biçimi olduğunu anlamadıkça, spor yapma alışkanlığı kazanmadıkça ve olimpizm düşüncesine ulaşamadıkça sporu kendi içimizde bir savaş olarak görmeye devam edeceğiz. Ne sporcu ne yönetici ne de izleyici yetiştirebileceğiz..