7. Sınıf Osmanlı'dan Kalan Mirasımız Seyyahların Dili Bazı elçiler, devlet adamları, devletlerarası ilişkiler sayesinde bir süre Osmanlı Devleti'nde bulunm yatlarının bir kısmını Osmanlı sahasında geçirmişlerdir. Bu insanlar yaptıkları gözlemlerini anılarına ak vabancılar kaleme almamıştır. XVII. Yüzyılda yazmış olduğu 10 ciltlik "Seyahatname" si ile Evliya C Bu tür anıların yazıya dökülmesiyle oluşturulan yazılara Seyahatname denir. Osmanlıya ait gözlen Conuda önemli bir yer tutar. Kanuni Sultan Süleyman Dönemi'nde İstanbul'a gelen Ogier Ghislain de Busbecg "Türk Mek serde "...burasını tabiat sanki dünyanın başkenti olmak üzere yaratmış." "...Buradan daha güzel ve evkide kurulmuş bir şehir olamaz." şeklinde bahsederken Türklerin cesaretini olağanüstü bulduğu h saydıklarını, bazı yiyecekleri günah sayarak yemediklerini, her şeye dua ile başladıklarını, okçulu k usta olduklarını belirtir. Charles Fellows (Cars Fellov) notlarında "Türkler arasında yaşayan birisinin dikkatini çeke onların konukseverlikleridir. Bunu, bulunduğum her yerde paşadan dağ başındaki çadırında ya dar herkeste gördüm. Hangi dinden hangi milletten olursa olsun ayrım gözetmeksizin herkesin dir: yabancının karnını doyurmak." diyerek Osmanlı toplumundaki konukseverliğe dikkat çekmi Salomon Schweigger "Sultanlar Kentine Yolculuk" isimli eserde "Biz de Konstantiniye'ye y ça bu iyilikten yararlandık. İmaret zarif ve temiz inşa edilmiş, yemeklerin sunulduğu birkaç kten sonra misafir tekrar kaldığı yere çekiliyor. Bizim de ikametimiz bu tür yapılardaydı. Bize -lamaya başlayıncaya kadar kimin canı isterse yerdi ya da olduğu yerde bırakırdı" der. eyyahların Dilinden Türkler 'de Kahve ürkler kahve diye isimlendirdikleri bu içeceği günün her saatinde içerler. Türk ül- dle kahve çok miktarda içilir ister fakir ister zengin olsun günde en az iki veya üç içerler. rkler dünyada misafirperver bir toplum olarak bilinirler. En güzel yemekler ve en odalar misafirler için ayrılır. Yabancı misafirler "Tanrı misafiri" olarak adlandırılır. HIZ manlı'da Gelişen Bazı Sanat Dalları yatür: Osmanlı Devleti'nde minyatür sanatı önemli bir yere sahipti. Gelişerek bir sana r, XVI. yüzyılın ikinci yarısında en verimli dönemlerini yaşamıştır. u: Türkistan'da ortaya çıkıp oradan İpek Yolu ile dünyaya yayıldığı düşünülen bir s suyun üzerine gül dalı ve at kılından mamul fırçalar yardımıyla sığır ödü ilave edilerek boyaların yüzeye serpilip kâğıda alınmasıyla oluşan kâğıt bezeme (süsleme) sanatıdır. cilik: Osmanlıca kökenli bir sözcük olan "çini" sırlı kap anlamına gelmektedir. Osman apılan her türlü kap için kullanmıştır. Çini, toprağın pişirildikten sonra şekil verilip tal lar üretilmesine dayalı bir el sanatıdır. Fayans, porselen, tabak gibi eşyaların süsle sır, renkli dekor ve motiflerle işlenmiş eşyalara da çini denir. Osmanlı Devleti'nde c inde yaygın olarak kullanılmıştır. 19 Hat Sanatı Çinicilik nati: Kur'an-ı Kerim'i adına yaraşır bir güzellikte yazma arzusuyla ortaya çıkm esinde oluşmuş güzel yazı yazma sanatıdır. Miras
lutfen ACiIL özetini çikarin
boş cevaplar bildirilecektir
en iyi seçerim