Aşağıdaki metinde geçen cümlelerin anlamına (olumlu, olumsuz, soru ve ünlem) göre türlerini belirleyiniz.

Size bizim yokuşu anlatacağım. Bizim yokuşu bilirsiniz, değil mi? Eski adı ile Bab-ı-âli yokuşunu...
Gazeteler, dergiler, matbaalar bu yokuşta toplanmıştı benim gençliğimde. Yokuşun alt başında Sabah Matbaası vardı, Mihran Efendinin. Başyazarı Diran Kelekyan. Üst başında İkdam Yurdu, Ahmet Cevdet beyin... Bir de şimdi tatlıcı olan Meserret’in yan sokağı Ebussuut caddesinde Tercüman...
İşte koca Osmanlı İmparatorluğunun bütün matbuatı!
Adımı, bir gazete kâğıdı üstünde ilk görüşüm, 1912’dedir. Vefa idadisinde öğrenci idim o zaman: 121 Yusuf Ziya efendi!
İki yapraklı, küçük boy, bir gazete çıkardı o günlerde: Fen.
Ben, mühendis Süleyman Sami beyin oğlu Yusuf Ziya, cebirde, geometride, fizikte sınıfımın yıldızı idim. Mühendis olacaktım babam gibi... Hocamız Bedros Efendi, bir hendese davasını çözdükten sonra, mutlaka tahtaya beni çağırır, bir de bana tekrarlatırdı problemi. Bu bakımdan, Fen, her perşembe çıkışını dört gözle beklediğim gazete idi.
Gençliğimizde plâj yoktu bizim. Sinema yoktu bizim. (...) Kafa yarışı idi tek mutluluğumuz!