ÇAP/TYT-2/ Türkçe Testi 0 27. Gustave Flaubert, "Ben Don Kişofu okumadan önce ezbere biliyordum." demişti. İlk akla gelen şüphesiz Flaubert'in Don Kişofu çocukluğunda dinlemiş olma- sıdır. Öyleyse büyük romancı herkesin söyleyebilece- ği bir şeyi söylemiş oluyordu. Bütün büyük kitapların kaderi okunmadan bilinmek değil midir? Kaç aydın İlyada'yı, kutsal kitabı, Kur'an'ı, İlahi Komedya'yı ya da Leyla ile Mecnun'u okumuştur? Bununla birlik- te bu kitapları aşağı yukarı bildiğini sanır herkes. En ünlü kitaplar en az okunandır, diyeceğim geliyor. Söz- le özetlemeye elverişli bütün şaheserler toz tutmaya mahkûmdur. Onları biz; istemeden, özlemeden, zah- met çekmeden kitaplıklar dışında buluruz. Hava, su, ekmek gibi. Bu parçadan hareketle şaheserlerle ilgili aşağıda- kilerden hangisine ulaşılabilir? A) Sanatsal özellikleri ve konularıyla her dönem insa- nına hitap ettiklerine B) Her kesimden insanın anlayacağı bir dil ve üslupla yazıldıklarına C) Ünlü yazarların bu tür eserleri okunmaya değer görmediklerine D) Yazarların çocukluğundan beri bu eserleri ezbere bildiklerine E) Bu kitaplara kitaplıklar dışında da kolayca ulaşıla- cağına