Cevap :
Yazar romanda, okyanus seyahatleri sırasında fırtınaya yakalanıp batan bir gemiden sağ olarak kurtulup mercan adasına düşen üç ingiliz gencinin maceralarını akıcı bir dille anlatır. raul, rauldan bir kaç yaş büyük jak ve en küçükleri biraz alık piyero gemi kazasından bir şekilde kurtulur ve bu yeryüzü cenneti adaya sığınırlar. birbirleriyle son derece uyumlu, aralarında zerre kadar anlaşmazlığın olmadığı bu gençler kısa zamanda adaya, adadaki yaşam şartlarına ayak uydurup kavgasız gürültüsüz, harikulade günler geçirirler.Derken bir seher vakti adaya iştirak eden korsanlar, bir şekilde kahramanımız raul'u ele geçirirler. biraz sorgu sualden sonra beraberinde genci yanlarına alırlar ve uzak diyarlara yelken açarlar. raul, bu zorunlu ve bir o kadar huzursuz seyahati sırasında yamyamlar, onların yaşam biçimleri ve korsan milleti hakkında çok önemli bilgiler edinir ve mercan adası'nda geçirdiği o eşsiz günlerin özlemiyle yanar, erir. Günler geçer deliler gibi, mevsim nisan yağmurları öncesine döner ve raul bir şekilde korsanların elinden kurtulur, zorla bindirildiği o geminin dümeninde tek başına mercan adası'na geri döner, arkadaşlarına kavuşur.
Özünde iyimserlik yatan bu roman, elbette ki çocuk romanı olarak kabul görse de asla öylesi değildir. Atilla YAYLA'nın liberte yayınlarından çıkmış baskısındaki önsözünde de bahsettiği üzere, golding, sineklerin tanrısı'nı mercan adası'na nazire olarak kaleme almıştır. Birinde cennet, diğerinde cehennem tavsir edilir ve kanımca golding bu konuda daha başarılıdır. Öyle ki ballantyne romanda, ruhlarında ağır basan iyimserlik, birbirleriyle tam olarak uyumlu ve yeri geldiğinde her anlamda birbirlerini tamamlayan bireylerin, doğayla eşsiz uyumu sonucu cennetin kaçınılmaz bir yer olduğunu vurgular. Öte yandan mercan adasına düşen bu işgüzar gençlerimiz, üzerlerine vazife olmayan işler peşinde de koşarlar ki bu süreçte hiç de öyle ciddi bi zarara uğramazlar. Yine Atilla YAYLA'nın eleştirisi üzerine kahramanlar viktorya devri'nin roman kahramanlarıyla benzer özellikler taşımaktadırlar. Sonuç itibariyle mercan adası golding'in sineklerin tanrısı romanı kadar vurucu bir etki yapmaz, yapamaz.
Golding, "o iş öyle yürümüyor, asıl böyle işler oluyor öyle yerlerde" demeye getirir. bu tabiki roman da yazıldığı dönemin izlerini taşısa da sineklerin tanrısı daha realist durmakta, evrilen insan ruhundaki saf kötülüğü, okuru sarsıp titreterek betimlemektedir.