Cevap :
- Tüm sıvılar ve gazlar içlerine batırılan cisimlere kaldırma kuvveti uygularlar. Bu kaldırma kuvveti, cisimlerin sıvı veya gaz içerisinde kalan hacmine karşılık gelen içinde bulunduğu sıvı veya gaz ortamın kütlesel büyüklüğüne eşittir. Yani sıvı veya gaz ortama bir birim hacimlik cisim batırıldıysa bu cisme etkiyen kaldırma kuvveti o ortamın bir birim hacimlik ağırlığına eşittir. Balon üzerine etkiyen kaldırma kuvveti herzaman için arzın merkezinden yukarıya doğrudur.
- Bu durum bize şunu anlatır. Eğer cisim içinde bulunduğu ortamın yoğunluğundan daha az bir yoğunluğa sahipse bu cisim içinde bulunduğu ortamda yüzebilir.
- Balon için düşünecek olursak; Balon hava akışkanı içerisine batırılmış bir cisimdir. Yani balonun hava içerisinde yüzmesini istiyorsak bir şekilde balonun toplam yoğunluğunu azaltmamız gerekmektedir. Bunu yapmanın çeşitli yöntemleri vardır. Örneğin balon içerisindeki havayı ısıtarak içindeki havanın yoğunluğunu azaltabiliriz. Bir süre sonra balon yavaş yavaş havalanmaya başlayacaktır. Diğer bir yöntemde balon içerisine havadan daha hafif olan bir başka gaz doldurulabilir. Bu yöntemlerin ikisi de günümüzde kullanılmaktadır.
- Balon için söylememiz gereken bir başka durum ise balonun sadece irtifası kontrol edilebilir. Bu kontrol işlemi balon içindeki gazın yoğunluğunun azaltılması veya artırılması ile yapılır. Yani balon içerisindeki gazın yoğunluğu azaltılırsa balon irtifa kazanır, tersi işlem yapıldığında ise balon irtifa kaybeder.
- Yönünü kontrol etme imkanı yoktur. Bu nedenle balonlar rüzgara bağlı olarak yön değiştirir. Eğer bir gün balona binerseniz lütfen rüzgarla iyi anlaşın yoksa sizi hiç ummayacağınız yerlere indirebilir. Rüzgarla iyi anlaşmanın ise tek bir yöntemi vardır onu iyi tanımak.
- İyi Uçuşlar.
Zeplin, ulaşım aracı olarak kullanılan itme kuvvetiyle yol almalarını sağlayan motorları ve havada yönlenmesini sağlayan dümenleri olan puro biçiminde ve altında yolcu kabini bulunan güdümlü balonlardır. Omurgalı güdümlü balonların en başarılı yapımcısı olan Kont Ferdinand von Zeppelin adlı Alman güdümlü balonların isim babasıdır. Başarılı olmuş ilk uçuş Fransız mühendis Henri Giffard tarafından 24 Kasım 1852 yılında gerçekleştirilmiştir. Giffard 160 kg ağırlığındaki ve 3 BG’ndeki buhar makinasını 43 metre uzunluğunda ve 12 metre çapındaki , hidrojenle dolu bir torbanın altına takarak Paris’ten havalanıp 30 km uzaklıktaki Trappes’e uçarak gerçekleştirilmiştir.
İlk zeplin 128 metre uzunluğunda ve 11 metre çapındaydı. Alüminyumdan oluşan iskeleti, pamuklu bir bezle kaplıydı. İskeletin içinde hidrojen taşıyan gaz baloncukları vardı. 2 Temmuz 1900’de havalandırılan zeplin, 400 metre yükseklikten uçarak 6 kilometrelik bir yolu 17 dakika 30 saniyede aldı.
Bu ilk zeplinin başarısı üzerine yenileri de üretildi. Özellikle Alman Savaş Bakanlığı zeplin üretimini destekledi. I. Dünya Savaşı sırasında Paris ve Londra zeplinlerle bombalandı.
Atlas aşırı uçuşlara başlayan zeplinler, 52.000 kişiyi Atlas Okyanusu’nun iki kıyısı arasında taşıdıktan sonra, yeni yolcu uçaklarının geliştirilmesi ve büyük kazalar nedeniyle 1950’lere gelmeden üretimden kaldırıldı. Günümüzde sadece ABD’de reklam amaçlı olarak kısıtlı sayıda üretilmektedirler
BALON NASIL UÇAR?
- Tüm sıvılar ve gazlar içlerine batırılan cisimlere kaldırma kuvveti uygularlar. Bu kaldırma kuvveti, cisimlerin sıvı veya gaz içerisinde kalan hacmine karşılık gelen içinde bulunduğu sıvı veya gaz ortamın kütlesel büyüklüğüne eşittir. Yani sıvı veya gaz ortama bir birim hacimlik cisim batırıldıysa bu cisme etkiyen kaldırma kuvveti o ortamın bir birim hacimlik ağırlığına eşittir. Balon üzerine etkiyen kaldırma kuvveti herzaman için arzın merkezinden yukarıya doğrudur.
- Bu durum bize şunu anlatır. Eğer cisim içinde bulunduğu ortamın yoğunluğundan daha az bir yoğunluğa sahipse bu cisim içinde bulunduğu ortamda yüzebilir.
- Balon için düşünecek olursak; Balon hava akışkanı içerisine batırılmış bir cisimdir. Yani balonun hava içerisinde yüzmesini istiyorsak bir şekilde balonun toplam yoğunluğunu azaltmamız gerekmektedir. Bunu yapmanın çeşitli yöntemleri vardır. Örneğin balon içerisindeki havayı ısıtarak içindeki havanın yoğunluğunu azaltabiliriz. Bir süre sonra balon yavaş yavaş havalanmaya başlayacaktır. Diğer bir yöntemde balon içerisine havadan daha hafif olan bir başka gaz doldurulabilir. Bu yöntemlerin ikisi de günümüzde kullanılmaktadır.
- Balon için söylememiz gereken bir başka durum ise balonun sadece irtifası kontrol edilebilir. Bu kontrol işlemi balon içindeki gazın yoğunluğunun azaltılması veya artırılması ile yapılır. Yani balon içerisindeki gazın yoğunluğu azaltılırsa balon irtifa kazanır, tersi işlem yapıldığında ise balon irtifa kaybeder.
- Yönünü kontrol etme imkanı yoktur. Bu nedenle balonlar rüzgara bağlı olarak yön değiştirir. Eğer bir gün balona binerseniz lütfen rüzgarla iyi anlaşın yoksa sizi hiç ummayacağınız yerlere indirebilir. Rüzgarla iyi anlaşmanın ise tek bir yöntemi vardır onu iyi tanımak.
- İyi Uçuşlar.
HAVA GEMİSİ NASIL UÇAR?
- Hava gemilerinin yani başka bir ismiyle zeplinlerin uçma prensibi balonların uçma presibiyle aynıdır. Farklı olarak zeplinlerin içerisindeki gazların yoğunluğunu değiştirmek balonların ki kadar kolay değildir.
- Ayrıca zeplinlere yön kontrolü sağlaması amacıyla kumanda yüzeyleri ilave edilmiştir. Rüzgardan bağımsız olarak hareket edebilmesi için özel güç sistemleri monte edilmiştir. Kendi güç sistemleri yani motorları sayesinde zeplinler havada istedikleri yöne rahatça hareket edebilmektedirler.
- Günümüzde bazı ülkelerde değişik amaçlarla kullanılıyorlar. Bazen reklam veren firmaların isimleri üzerlerine yazılıyor bazen de reklam broşürleri havadan bütün şehir üzerine atılıyor.
- Havada çok fazla hız yapamamalarına rağmen uçuş adına güzel bir araç.
UÇURTMA NASIL UÇAR?
- Uçurtma uçuş prensibi olarak çok kompleks bir yapıya sahip değildir. Ancak günümüzde dizayn edilen uçurtmalar çok daha karmaşık olarak görünebilirler.
- Temelde uçurtma rüzgarın gücünü kullanarak havada kalabilen bir araçtır. Rüzgar belirli bir yönde eserken uçurtma yüzeyi ile açı yapması sağlanır. Rüzgar ile uçurtma arasındaki açı rüzgarın uçurtma yüzeyinde oluşturduğu kuvvetin iki bileşene ayrılmasına neden olur. Dikey yöndeki bileşen uçurtmanın ağırlığını karşılarken, yatay yöndeki bileşen ip aracılığıyla verilen çekme kuvvetini karşılamaktadır. Bu sayede uçurtma havada istenilen irtifada tutulabilir. Tabi rüzgar uygun olduğu sürece.
- Uçurtmanın kuyruğu dengeleyici eleman görevini üstlenmektedir. Kuyruğun ağırlığı sayesinde uçurtma ideal açısını koruyabilmektedir. Kuyruk ağırlığı ile kontrol ipinin uçurtma yüzeyine bağlandığı noktalar arasında çok önemli bir hesaplama sözkonusudur.
- İp olması gerekenden daha yüksek bir noktaya sabitlenirse uçurtmanın rüzgarla yaptığı açı daima idealden daha küçük olacaktır. Bu nedenle uçurtmanın uçması için çok yüksek hızlı rüzgara ihtiyaç duyulacaktır, çünkü açıyı büyütmesi için konulan kuyruk ağırlığı cok fazla olacaktır. Eğer denge ipi normal konumundan daha alçak bir noktaya sabitlenirse uçurtmanın rüzgarla yaptığı açı istenenden daha fazla olacağı için kuyruk ağırlığı mumkun olduğu kadar az olmalıdır. Bu durumda uçurtma rüzgar içerisinde dengesizce bir sağa bir sola yalpalamaya başlayacaktır.