Cevap :

Osmanlıda eğitim devlet okullarında verildiği gibi camiler, tekkeler, zaviyeler gibi yerlerdede verilmekteydi. Köyden köye dolaşan tüccarlar ve şairler gittikleri yerdeki halka bilgi vererek osmanlı eğitim sisteminin bir parçası haline gelmişlerdi.

Saraylar, konaklar, zaviyeler, camiler en yaygın eğitim kurumlarıydı. Ayrıca Osmanlı Devletinde Müslüman olmayan halk eğitim öğretim alanında özgürlük içindeydi, kendi eğitim kurumlarını kurabilmekteydiler.

Devlette temel olarak Mesleki eğitim ve Saray eğitimi ön plandaydı.

Mesleki Eğitim ; Ahilik teşkilatı bu eğitim türünün önemli bir kısmını kaplamış durumdaydı. Daha sonra Lonca teşkilatı adıyla anılan Ahilik teşkilatında esnaf, zanaatkar ve çalışanlar bir çatı altında toplanmışlardı. Bu özelliği nedeniyle sanat okulu düzeyindeydiler.

Lonca teşkilatına alınanlar eğitim öğretim kurallarına uyarak çıraklıktan kalfalığa, kalfalıktan ustalığa yükselebiliyorlardı. Ustalık belgesi alanlar iş yeri açabilirdi.

Saray Eğitimi ; Topkapı Sarayında devlet adamlarının yetiştirildiği, hanedan üyelerinin eğitim gördüğü büyük bir okuldu. Enderun ve Harem bölümleri vardı.

Enderun mektebine başlarda devşirme usülü ile alınan hristiyan zeki ve yetenekli çocuklar alınırdı. Bu bölümde sadece erkek çocuklar eğitilirdi. Enderundaki temel amaç iyi bir müslüman, güvenilir, kabiliyetli devlet adamları yetiştirmekti. Kişiler eğitimlerini tamamladıklarında bir sanat dalında mutlaka uzmanlaşırlardı ve Padişahın özel hizmetini yaparlardı. Bir kısım ise yönetici olarak görevlendirilirdi. Bu yöntemle enderundan bir çok vezir ve sadrazam çıkmıştır.

Harem bölümünde ise sadece kadınlar yetiştirilirdi. Haremde padişahın eşleri, çocukları ve cariyeleri yaşardı. Aynı zamanda okul niteliğindeydi, hareme alınan cariyeler sıkı disiplin altında eğitim görürler ve yeteneklerine göre müzik, resim, edebiyat, örgü dersleri alırlardı, dini bilgiler verilirdi.

Harem halkı günlerini kitap okumakla, tarih öğrenmekle geçirirdi.

 

Osmanlıda eğitim devlet okullarında verildiği gibi camiler, tekkeler, zaviyeler gibi yerlerdede verilmekteydi. Köyden köye dolaşan tüccarlar ve şairler gittikleri yerdeki halka bilgi vererek osmanlı eğitim sisteminin bir parçası haline gelmişlerdi.

Saraylar, konaklar, zaviyeler, camiler en yaygın eğitim kurumlarıydı. Ayrıca Osmanlı Devletinde Müslüman olmayan halk eğitim öğretim alanında özgürlük içindeydi, kendi eğitim kurumlarını kurabilmekteydiler.

Devlette temel olarak Mesleki eğitim ve Saray eğitimi ön plandaydı.

Mesleki Eğitim ; Ahilik teşkilatı bu eğitim türünün önemli bir kısmını kaplamış durumdaydı. Daha sonra Lonca teşkilatı adıyla anılan Ahilik teşkilatında esnaf, zanaatkar ve çalışanlar bir çatı altında toplanmışlardı. Bu özelliği nedeniyle sanat okulu düzeyindeydiler.

Lonca teşkilatına alınanlar eğitim öğretim kurallarına uyarak çıraklıktan kalfalığa, kalfalıktan ustalığa yükselebiliyorlardı. Ustalık belgesi alanlar iş yeri açabilirdi.

Saray Eğitimi ; Topkapı Sarayında devlet adamlarının yetiştirildiği, hanedan üyelerinin eğitim gördüğü büyük bir okuldu. Enderun ve Harem bölümleri vardı.

Enderun mektebine başlarda devşirme usülü ile alınan hristiyan zeki ve yetenekli çocuklar alınırdı. Bu bölümde sadece erkek çocuklar eğitilirdi. Enderundaki temel amaç iyi bir müslüman, güvenilir, kabiliyetli devlet adamları yetiştirmekti. Kişiler eğitimlerini tamamladıklarında bir sanat dalında mutlaka uzmanlaşırlardı ve Padişahın özel hizmetini yaparlardı. Bir kısım ise yönetici olarak görevlendirilirdi. Bu yöntemle enderundan bir çok vezir ve sadrazam çıkmıştır.

Harem bölümünde ise sadece kadınlar yetiştirilirdi. Haremde padişahın eşleri, çocukları ve cariyeleri yaşardı. Aynı zamanda okul niteliğindeydi, hareme alınan cariyeler sıkı disiplin altında eğitim görürler ve yeteneklerine göre müzik, resim, edebiyat, örgü dersleri alırlardı, dini bilgiler verilirdi.

Harem halkı günlerini kitap okumakla, tarih öğrenmekle geçirirdi.