Cevap :

AVRUPA'DAKİ GELİŞMELERİN OSMANLI DEVLETİ'NE ETKİLERİ

15. yüzyılın ikinci yarısında ve 16. yüzyılda Osmanlı Devleti, en güçlü dönemini yaşıyordu. Bunun sonucu olarak da siyasal, askerî, ekonomik, bilimsel ve teknik alanlarda Avrupa'ya karşı üstün durumda bulunuyordu.

Siyasal ve Askerî Gelişmelerin Etkisi
15. yüzyılda Avrupa devletlerinin siyasal birliklerini kuramamış olmaları, kendi aralarındaki mücadeleleri, 16. yüzyıldaki mezhep kavgaları, Osmanlı Devleti'nin güçlenmesine ve Avrupa'da hızla ilerlemesine yol açmıştı. Ancak, doğuda Safevi tehlikesi, Anadolu'da çıkan isyanlar, Suriye ve Mısır yönündeki fetihler, Osmanlı Devleti'nin, Avrupa'nın bu durumundan tam olarak yararlanmasını önledi.
16. yüzyılın başlarında I. Fransuva ile Şarlken arasındaki mücadele, Osmanlı Devleti'nin ilgi alanını Batı Avrupa'ya çevirdi. Pavia Savaşanda, Şarlken'e yenilen ve tutsak düşen I. Fransuva, Kanunî'den yardım istemek zorunda kalmıştı. Kanunî Sultan Süleyman, 1526 yılında Mohaç Savaşı'nı kazanarak I. Fransuva'yı esaretten kurtardı. Ayrıca, I. Fransuva'nın istediği ekonomik ve hukukî ayrıcalıkları kabul ederek Fransa'yı Haçlı ittifakından ayırdı. Bu dönemde Karadeniz, Ege ve Akdeniz, Türk gölü durumuna geldi. 1575'te Lehistan Krallığı himaye altına alınarak Osmanlı Devleti'nin egemenlik alanı, Baltık Denizi kıyılarına kadar ulaştı. Fas Sultanlığı da himaye altına alınarak, Portekizlilerin Kuzey Afrika kıyılarına yerleşmesi önlendi.

Coğrafî Keşiflerin Etkisi
Coğrafî keşifler sonucu, dünya ticaret yollarının değişmesiyle, İpek ve Baharat yolları önemini yitirdi. Bu yolların geçtiği kentler ve sona erdiği limanlar eski canlılığını koruyamadı. Bunun sonucu olarak Osmanlı Devleti'nin gümrük gelirlerinde önemli bir azalma oldu.
İspanyolların Amerika'yı keşfinden sonra, çok miktarda altın ve gümüş Avrupa'ya taşınmıştı. Bu değerli madenlerin kaçak yollarla Osmanlı ülkesine girmesi, Osmanlı parasının (akçe) değer kaybetmesine (enflâsyon) neden oldu. Paranın değer kaybetmesi, hızlı fiyat artışlarına yol açtı. Devlet gelirleri azaldı. Devletin, azalan gelirlerini artırmak için vergileri yükseltmesi, ülkede toplumsal huzursuzluklara ve ayaklanmalara neden oldu. Osmanlı Devleti'nin ekonomik yönden giderek güçsüzleşmesi olayı, devlet teşkilâtının ve toprak yönetiminin bozulmasını da beraberinde getirdi. Ekonomik alandaki güçsüzlük, Osmanlı Devleti'nin Avrupa karşısındaki siyasî ve askerî üstünlüğünü de kaybetmesine neden oldu.


16. yüzyılda skolâstik düşüncenin etkisinden kurtulan Avrupa, Rönesans ve Reform hareketleri sonucunda, her alanda ilerlemeye başladı. Avrupa'da güzel sanatlar, bilim ve teknik alandaki gelişmeler, Osmanlı Devleti tarafından yeterince izlenmedi. Bu gelişmelerden uzak kalındı. Osmanlı düşünürleri, özellikle coğrafi keşifler ile tehlikeyi görmüşler ve bu konuda dönemin yöneticilerini uyarmışlardı.
Osmanlı yöneticileri de bu tehlikeyi görmüşler, Pirî Reis ve Şeydi Ali Reis gibi denizciler, Hint Okyanusu'nda Portekizlilerle mücadeleye girişmişlerdi. Ancak, bu mücadelede Osmanlılar, Portekizlilere karşı kesin bir üstünlük sağlayamamışlardı. Don-Volga ve Süveyş kanallarının açılıp eski ticaret yollarına yeniden canlılık kazandırılması düşünceleri de gerçekleştirilememişti.
Avrupa'daki gelişmelerin uzağında kalınması sonucu, Osmanlı Devleti, 17. yüzyıldan itibaren Avrupa karşısında gerilemeye başladı.