Cevap :
Destan hakkında bilgi:
Bu destan da bir Uygur destanıdır ve daha önce belirtildiği üzere, Türeyiş Destanının bir uzantısı gibidir. Bugün, Orhun nehri kıyısında bir şehir kalıntısı ile bir saray yıkıntısı vardır ki çok eskiden bu şehre Ordu -Balık denildiği sanılmaktadır. Büyük Uygur Destam'nın son bölümü diye kabul edebileceğimiz Göç Destanı, işte bu şehrin saray yıkıntısının önünde bugün görülebilecek şekilde duran yazıtlarda yazılı olduğunu Hüseyin Namık Orkun ileri sürmektedir. Yine Hüseyin Namık Orkun'un belirttiğine göre bu yazıtlar, Moğol Hânı Öğüdey zamanında Çin'den getirilen uzmanlara okutturulup tercüme ettirilmiştir.
Göç Destanının Çin ve Iran kaynaklarındaki kayıtlarına göre iki ayrı söyleyiş hâlinde olduğu bilinmekte ise de aslında birbirinin tamamlayıcısı gibidir. Iran kaynaklarındaki söyleyiş, daha çok tarih bilgilerine yakındır. Aynı zamanda Iran söyleyişi, Türklerin Maniheizm'i kabulünü anlatan bir menkıbe görünümündedir. Aşağıda özetlenmiş olan söyleyiş Cüveynî'nin Tarib-i Cihanküşa adlı eserinde yazılıdır, bu söyleyişe göre, destanda sözü geçen iki ağacın, Maniheizm'in kurucusu Mani'nin "iki Esas" adlı eserindeki iki ağacı temsil ve taklit ettiğini Prof. Fuad Köprülü ileri sürmektedir.
göç destanı türklerin orta asyada havyan hastalığı ve kuralık yüzüden yaşayamamasıdır